3 Aralık 2012 Pazartesi

Gizli Sevr Anlasmasinin 2007 Planlari ve Akp nin Uyum Yasalari!!!


2013'e yaklastigimiz bugunlerde bu pazarliklarin ne kadari yerine getirildi?. Unlu Bop projesi hangi safhadadir?.  Degerli Es Baskanlari gorevlerini nasil yerine getirdi, takdir ve yorum siz okuyucularindir..

Iste 2007 nin karanlik pazarliklarindan bazilari!

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Nicholas Burns'un 2007 de ki Sebebi ziyaretini  Vaşington’daki düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi’nin toplantısında açıklamış.  Bunlar, Ermeni sınırının açılıp, ilişkilerin normalleştirilmesi, Patrikhane’nin ekümenliğinin tanınması, TCK’nın 301. maddesinin kaldırılması, Kıbrıs ve PKK gibi bildik talepler. Bu isteklerin bir de ilavesi var ki, çok önemli. Orta Doğu ve İran konusunda rol dayatması.  


Burns’a göre, ABD’nin sayesinde Orta Doğu’nun lideri olacağız. Ne güzel değil mi? Üstelik Gül ve Erdoğan’ın “güvenilir” olduğu, “verdikleri sözleri tuttukları”, Türkiye’nin öneminin arttığı vurgulanıp, “yakın stratejik ortaklığın canlandırılması gerekir.” deniyor.

İşin ciddiyetini iyi anlamamız için Burns, bazı değerlendirmeler yapıp, talimatlar veriyor. “Tarihi” nitelikteki seçimlerin yapıldığını, Türk demokrasisinin Müslüman dünyadaki en etkili demokrasi olduğunu, “Türkiye’nin dış politikada daha büyük sorumluluklar üstleneceği bir dönemin başlayacağını” söyledikten sonra, meselenin özüne geliyor. O da, “Orta Doğu, bizim ulusal güvenlik çıkarlarımız için dünyada en hayati bölge. Türkiye çıkarlarımız için kritik önemde. Orta Doğu’da vazgeçilmez ortaklar olarak çalışmamız çok önemli” sözleri.


ABD ister de, 7 aydır “AKP zor durumda kalmasın” diye sesini-soluğunu çıkarmayan AB, Yunanistan ve Barzani boş durur mu? Onlar da hemen devreye girdi. Bu konuda, Yeniçağ’da 8 Ağustos 2007’de yayımlanan “AKP’ye ’Mühimmat’lı Tebrikler” başlıklı yazilari okumaniz yeterli.. İlgili bölümleri birlikte okuyalım.


“Kasım ayında açıklanacak İlerleme Raporu’nun” olumlu çıkması“ isteniyormuş. Bunun için AB’deki dostlarımıza mühimmat sağlanması, böylece Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin dengelenmesi gerekiyormuş... Neymiş o ” mühimmatlar“ derseniz, önemli değil, AKP’nin sadece ” reformlara devam etmesini“ istiyorlar... En başta, Kıbrıs ek protokolünün onaylanıp, limanların Rumlara açılması, ilişkilerin normalleştirilmesi var. Bunu TCK’nın 301’inci maddesinin değiştirilmesi izliyor. Sezer’in veto ettiği Vakıflar Kanunu’nun çıkarılması, yani azınlık vakıflarına Sevr’de dahi verilmeyen imtiyazların tanınması, listedeki ”mühimmat“lar arasında. Başbakan Kostas Karamanlis ve Dışişleri Bakanı Dora Bakoyani, hangi ”mühimmatları“ mı bekliyor? Sadece Ruhban okulunun açılmasını, Patrikhane’nin ekümenliğinin tanınması ve tüzel kişilik verilmesini, bir de yabancı din adamlarının Türkiye’de görev yapabilmesini rica ediyorlar. Tek kelimeyle, "Lozan’dan vazgeçin, Lozanda Alamadiklarimizi Verin" 


AB Surecimi Sevr Surecimi?


Avrupa Parlamentosu ise Lagendijk ve yardımcısı Duff aracılığıyla.. ”TSK’nın T.C.’yi koruma-kollamaktan vazgeçmesinden, devletin kuruluş esaslarının değiştirilmesine“ varan bir dizi ”mühimmat“ anlamına geliyor. Avrupa Konseyi de şimdilik, ”Yüzde 10 seçim barajının düşürülmesi“ ile ”Siyasi partilere Türkçe dışında başka bir dilde propaganda yapabilme imkanı sağlanmasını “, yani dünyanın hiçbir yerinde olmayan, etnik temelde siyaset yapılması için ”mühimmat“ istiyor!


Barzani’nin Dış İlişkiler Sorumlusu Sefin Dizai, Erdoğan’ın seçim gecesi söylediği, ”komşu ülkelerle barış çerçevesinde iyi ilişkiler geliştireceğiz“ açıklamasını hatırlattı. Ardından ikili görüşmelere hazır olduklarını vurguladı. Özetle ”Barzani Kürdistanı’nı tanıyın“ demeye getirdi.

Kurtcenin neredeyse resmi dil statusune gecirilmesi, suriye de muhaliflere destek verilmesi, filistinde akp nin havarilige soyunmasi, vatan haini apo'yla uzlasma anlasma sureci, ordunun ozellestirilmesi(ozel sirketlere ihale edilmesi yani ordunun satilmasi), uniformasina(orduda uniformayi kaldirmayi teklif eden zihniyet) kadar ordu ve emniyetin sozde modernlestirilmesi,parasini odedigimiz Patriotlarin yonetiminin Nato'ya verilmesi geldigimiz son noktalardan bir kaci.


Türkiye bunları yapamaz mı dediniz. Doğru da, hazırlanan ve öncelikle AB Büyükelçilerine açıklanan ”Sivil“ Anayasa’da bu isteklerin çoğu karşılanıyor. Geriye, başta İran, Orta Doğu’da biçilen zoraki rol kalıyor. 

Hiç yorum yok: