24 Kasım 2012 Cumartesi

Soysuz Apo'nun Idam Cezasi 13 yil Once Bugun Onandi. Asmayip Nasil Besliyoruz???


Bebek Katilinin Kurtuluş Serüveni



15 Şubat 1999 yılında Kenya’da yakalandı ve Türkiye’ye getirildi.·31 Mayıs199 yılında Ankara 2 No’lu DGM tarafından yargılanmaya başlandı.·29 Haziran1999 yılında TCK’nin 125. maddesine göre VATANA IHANET sucu geregince, ölüm cezasına çarptırıldı.·25 Kasım 1999 yılında Yargıtay 9. Ceza Dairesi, verilen ölüm cezasını oy birliği ile onaylayarak APO’nun (Vatan Haini Ermeni Artin Agopyan) idamına ilişkin iç hukuk sürecini tamamladı.


Aldigi Her Nefes Haram, Nasil Hala Hayatta!!!

PKK  Ihanet ve (Terör Örgütü)’nün ortadan kaldırılması amacıyla bir takım açılımlar sergilendi; ancak 11 yıllık icraatlar ne acıdır ki boşa çıktı. Bu çabaların boşa çıkacağını söyleyen siyasiler olmuştu. Onlar haklı çıktı. Zira gizli bir şekilde PKK’nın elebaşları ile yüzlerce defa görüşülmüş; özellikle Oslo’da yapılan bu görüşmeler tüm ayrıntılarıyla milletin önüne dökülmüştü. Halktan gizlenerek yapılan bu sinsi görüşmelerin ortaya çıkmasıyla birlikte siyasi iktidar, büyük bir şaşkınlık yaşamıştır. En nihayetinde kurtuluşu yolu olarak “Devlet Yaptı” demek zorunda kalmıştır! Bu millet, devletin de, hükümetin de ne anlama geldiğini ve devleti kimlerin yönettiğini de gayet iyi biliyor!

Seçim meydanlarında halka seslenen AKP Lideri, Abdullah Öcalan’ın yakalandığı halde MHP tarafından ipten kurtarıldığını söyleyerek halkın oylarına talip olmuştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise, Abdullah Öcalan’ın idamını kendilerinin engellemediğini defalarca açıklamıştı.

Bebek Katilinin Kurtuluş Serüveni



15 Şubat 1999 yılında Kenya’da yakalandı ve Türkiye’ye getirildi.·31 Mayıs199 yılında Ankara 2 No’lu DGM tarafından yargılanmaya başlandı.·29 Haziran1999 yılında TCK’nin 125. maddesine göre ölüm cezasına çarptırıldı.·25 Kasım 1999 yılında Yargıtay 9. Ceza Dairesi, verilen ölüm cezasını oy birliği ile onaylayarak APO’nun idamına ilişkin iç hukuk sürecini tamamladı. Ancak APO, 25 Kasım 1999 yılında AİHM’ne başvuruda bulundu. Başvuru hakkı; AİHM’nin daimi olması ve bireysel başvuru hakkı tanınması AİHM İnsan Hakları sözleşmesinin 11numaralı protokolünün 1997 yılında kabul edilmesiyle sağlanmıştır. 1997 yılında kabul edilen bu protokolle AİHM’nin yargı yetkisi daimi olarak kabul edilmiştir. Apo, bu protokollere dayanarak AİHM’e başvurma hakkına kavuşmuştur. İmzalanan bu protokoller 20.06.1997 tarihli ve 23025 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu protokolü hayata geçiren hükümet, Refah Yol Hükümetidir. Yani; Refah Partisi ve DYP! Bu protokolde kimlerin imzası varmış diye merak edip baktığımızda; Devlet Bakanı Abdullah Gül ile Maliye Bakanı Abdullatif Şener’in imzalarını görürüz! Bebek Katili Apo, siyasilerimizin sunduğu bu imkândan faydalanarak AİHM’e tekrar başvurarak dava sonuçlanana kadar infazın ertelenmesi talebinde bulunmuştur.

Seçim meydanlarında gerçekleri ters yüz etme ahlaksızlığını gösterip, halkın oylarını alan siyasiler, sanki gerçekler ortaya çıkmayacakmış gibi aynı söylemlerde ve iftiralarda bulunmaya devam ediyorlar. Şimdi, APO canavarını ipten kurtaran imzaların kimlere ait olduğuna dikkatle bakalım.
TBMM Tutanaklarından:
AKP Grubu adına Bülent ARINÇ:” Ölüm cezasının kaldırılması konusu, geldiğimiz noktada bir zaruret ifade etmektedir.” Tarih: 01 Ağustos 2002.
AKP Grubunı parti olarak, grup olarak biz de istiyoruz.” 01. Ağustos2002 adına Mehmet Ali Şahin: “Ölüm cezasının kaldırılması
Böylece 03Ağustos 2002 tarihinde idam cezasının kaldırılması için yapılan oylamalarda 320 milletvekili ‘EVET’ oyu verince, 4771 numaralı kanun ile idam cezası kaldırılmış oldu.

"EVET” oyunun Partilere göre dağılımı ise şöyle gerçekleşmiştir:

AKP: 41, ANAP: 76, DSP: 55, DYP: 65, SP: 22, YTP: 50, Bağımsızlar:11. Bu partilerden “EVET” oyu çıkınca AKP Genel Başkanı Erdoğan, Hürriyet Gazetesi’ne bir demeç vererek aynen şunları söylemiştir: “Bu çok büyük bir başarıdır. Ben burada özellikle TBMM’ni takdir ediyorum, alkışlıyorum.”

TBMM Tutanaklarından da anlaşılıyor ki; idam cezasının kaldırılmasına MHP “HAYIR” demiştir. Kanunun tamamının oylanmasında da MHP blok halinde “HAYIR” oyu kullanarak tarihi bir rol üstlenmiştir.
Siyasi ahlaksızlık dün de vardı, bugün de aynı hızıyla devam ediyor ve yarın da olmaya devam edecektir.
Türk Milleti'nin bir ferdi olarak bizlere düşen tek görev; siyasilerin söylediği sözlerin doğru olup olmadığına dikkat etmektir.


Hiç yorum yok: