15 Ocak 2013 Salı

Balyoz Suresince Arsivlerden Kaldirilmak Istendi !



Başbakanın Danışmanı'nın Marifetleri

Aslında Mücahit Arslan diye biri yok.
O’nun gerçek adı Ali İhsan Arslan. Ama küçük Arslan kendisine Mücahit Arslan olarak tanıtıyor.
Ne fotoğraf çektiriyor, ne televizyona çıkıyor. Başbakan’ın yanında bir hayalet gibi dolaşıyor. Ama Mücahit Arslan AKP’nin en önemli isimlerinden biri. Çünkü 37 yaşındaki bu genç adam Başbakan Recep Tayip Erdoğanın danışmanı.Hem de öylesine önemli bir danışman ki Başbakan Erdoğan nereye gitse O’nu yanından ayırmıyor. Başbakan Erdoğan Amerika’da Bush ile görüşürken yanındaki birkaç isimden biri de mücahit Arslandı.
Erdoğan Arslan dostluğu ise cezaevine dayanıyor. Mücahit Arslan Erdoğan’ı cezaevinde korumak ve hizmetlerini görmek için elinden geleni yapmıştıKanaltürk’ün araştırdığı Türkiye’yi ayağa kaldıracak haber dosyasında ilişkileri incelenen isimler AKP Diyarbakır milletvekili İhsan Arslan ve oğlu Başbakan Erdoğanın danışmanı mücahit Arslan’dı.
Yani star gazetesi ve haber 24 televizyonunun yeni patronları.


Kanaltürkün soruları karşısında hakaretler yağdırmayı tercih eden İhsan Arslan polis zoruyla Kanaltürk haber ekibini engelledi.
Peki İhsan ve mücahit Arslan’ı bu denli rahatsız eden Kanaltürk araştırması hangi konuları içeriyordu, hangi ilişkiler zincirinin halkalarıydı Arslan ailesi.
Kanaltürk’ün araştırması kardeş ülke Azerbaycan’da başlamış daha sonra Türkiye’de sürmüştü.Peki İhsan ve mücahit Arslan’ın Azerbaycan’la ne gibi ilişkileri olabilirdi? Buna değinmeden önce ARSLAN ailesini tanımakta yarar var…
AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan ve oğlu Mücahit kod adlı Ali İhsan Arslan’ın ticari faaliyetleri ve bağlantıları da oldukça dikkat çekici.Fazilet Partili Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Bilgin döneminde aldıkları ihalelerle dikkat çeken baba- oğul buradan kazandıkları paralar ve edindikleri iş tecrübesi ile güneydoğu sınırlarının dışına çıkmaya karar verdi.
Recep Tayip Erdoğanın Büyükşehir belediye başkanı olduğu dönemde İstanbul’da büyümelerini sürdürdüler. Baba oğul Arslanlar siyasi kimliklerinin de katkısıyla gittikçe güçlenince gözlerini dev kamu ihalelerine diktiler. Tam da bu dönemde AKP kuruldu.
Mücahit kod adli ali İhsan Arslan partinin kurucuları arasında yer aldı. Milletvekili listeleri düzenlenirken baba İhsan Arslan da Diyarbakır’dan listenin üst sıralarına konularak yıllar süren yol arkadaşlığının ödülünü aldı.


AKP iktidarının daha ilk aylarında Basbakanlik Yeni Bina, Basbakanlik Konutu ve Basbakanlik Merkez Bina’da büyük çapli tadilatlar yaptirildi.
Ana Muhalefet Partisi, 2003-2004 bütçelerinde bakim-onarim için cüzi ödenekler disinda bu tür bir tadilat için kaynak ayrilmazken, bu is için hangi kalemden ne kadar ödenek kullanildigi ve ihale açilip açilmadigi sorularinin Basbakan Recep Tayyip Erdogan tarafindan yanitlanmasi için bir soru önergesi verdi. Verilen soru önergesinde, Erdogan’a su sorular yöneltildi:
” -2003-2004 yillarinda yenilenen Basbakanlik Merkez Binasi, Basbakanlik Konutu ve Basbakanlik Yeni Binasi’nda yapilan tadilat ve yenileme için hangi kalemden, ne kadar ödenek ayrilmistir?
-Bu yenileme ve tadilat islemlerinin Basbakanlik Danismani Mücahit Arslan’in koordinasyonuyla mı yapilmıştır. Mücahit Arslan’la cezaevinde birlikte hapis yattiniz ve sonrasinda Arslan’i yaniniza Danisman olarak aldiginiz dogru mudur? Dogruysa Arslan’in cezaevinde yatma sebebi nedir?

ÖDEMELER ÖRTÜLÜ ÖDENEKTEN Mİ?
Yine önergede, yenileme ve tadilat için müteahhitlere ödemelerin Vakifbank’taki bir hesaptan yapildiginin belirtildigi de ifade edilerek,
“Bu hesap hangi hesaptir? Bu islerle ilgili tutar örtülü ödenekten mi yapilmistir? Diye soruldu.
Başbakanlık örtülü ödeneğinden Vakıfbank aracılğıyla ödenen 20 trilyon lira için verilen soru önergelerine hala yanıt verilmedi. Çünkü Başbakanla Arslan ailesinin çok özel ilişkileri vardı.
<strong>BAŞBAKAN İHSAN ARSLAN’IN VİLLASINDA TATİL YAPIYOR</strong>
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Arslan ailesi öylesine birbirine yakın ki Erdoğan Ailesi bazı tatillerini İhsan Arslan’ın sapanca’daki lüks villasında geçiriyor.
Sapanca’nın başka bir özelliği daha var Arslan ailesi için.
Çünkü Milletvekili İhsan Arslan’ın yeğeni Abdullah Sezer, Sapanca’ya bağlı Yazlık Beldesi’nde, Özel İdare’nin özelleştirmeden 6 milyon YTL’ye satın aldığı Şeker Enstitüsü arazisinin 175 dekarını, süs bitkisi yetiştiriciliği yapmak üzere yıllığı dekar başına 140 YTL’den kiraladı.
BİR DEMET GÜL FİYATİNA 175 DEKAR ARAZİ
Valilik tarafından 21 Haziran 2005 tarihinde yapılan ihalede AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan’ın yeğeni Abdullah Sezer’in de sahibi olduğu Yeni Prestij Tarım Peyzaj adlı şirket tam 175 dönüm yer aldı. İhale bedeli ise komikti.
Yıllığı 140 ytl. Yanlış duymadınız.
175 dekar arazi bir demet gül parasına 16 yıllığına İhsan Arslan’ın yeğenine peşkeş çekilmişti.
Allah yürü ya kulum demişti bir kere İhsan Arslan ve mücahit Arslan’a.
Müteahhitlik dünyasındaki gelişimleri öylesine dikkat çekici bir hal aldı ki, meclisin çalışkan milletvekillerinden CHP’li Atilla Kart ve ANAP grup başkan vekili Süleyman Sarıbaş bu ihaleleri meclis gündemine taşıdılar. Başbakan’a yönelik soru önergesinde şu soruların yanıtları isteniyordu.
-İhsan ve mücahit Arslan’ın üzerlerine kayıtlı şirketler hangileridir?
-Bu güne kadar bu şirketler enerji, bayındırlık, ulaştırma bakanlıkları ile özelleştirme idaresi ve iller bankası genel müdürlügü aracılığıyla hangi ihaleleli almışlardır? Bu ihalelerin bedelleri nelerdir?
-Arslan Ailesi’nin taşeron olarak kamuda yaptıkları iş var mıdır?
Ankara, İstanbul, Antalya ve Samsun Belediyelerinden ildıkları ihale var mıdır, bedelleri ne kadardır?
Kamuoyu şimdi Başbakan Recep Tayip Erdoğanın bu yazılı soru önergelerine vereceği yanıtı merakla bekliyor. Ancak bunlara yanıt verilmeyeceği de acık.
Çünkü Arslan ailesi , Erdoğan ailesinin çok yakını.
Hatta Recep Tayip Erdoğanın PKK, Kürt, Türk ve terör gibi konularda İhsan Arslan’dan etkilendiği de biliniyor. Bunun için İhsan Arslan’ı tanımakta yarar var
<strong>İHSAN ARSLAN HANGİ İDEOLOJİNİN TEMSİLCİSİ?</strong>
AKP iktidarında söz sahibi olanlardan bazılarının kimlikleri, geçmişleri ve bugüne dair uygulamaları Türkiye cumhuriyetinin hiçbir döneminde rastlanılan türden değil. Örneğin bu iktidar döneminde tüm kamuoyu bir baba oğulu tanıdı. AKP içindeki etkinlikleriyle birçok bakandan daha güçlü oldukları bilinen bu baba oğul adeta Türkiye politikasını yönetir hale geldiler. Peki kim bu isimler?
MÜCAHİT ARSLAN
AKP Diyarbakır milletvekili. Mazlum der eski genel başkanı. İhsan Arslan, Ahmet Bilgin’in belediye başkanı olduğu dönemde Diyarbakır’da bir çok ihaleyi almasıyla tanındı.
Arslan’ı Diyarbakır’daki ihaleler kesmeyince Tayip Erdoğanın başkanlığı döneminde İstanbul Büyükşehir belediyesinin ihalelerine de talip oldu ve servetine servet kattı.
Ankarada her tasın altından basbakan ın en yakınları Arslanlar çikar.
Özellikle ihalelerde Arslan ailesi ön plandadır . Peki sayın Arslan Bu şirketler kimin?
AKP iktidarı döneminde yıldızı parlayan ve birçok kamu ihalesini alan
YDA,
AKSA
ve
İNTAŞ inşaat firmalarıyla ilişkiniz nedir?
Vefat eden yaşar dede Arslan’ın 5 çocuğnunu yönettiği bu şirketlerle ticari bağlantılarınız nelerdir.? Ballı kamu ihalelerini kazanan, özelleştirmeden trilyonluk tesisleri alan bu kardeşlerle herhangi bir akrabalık bağınız varmı?
ama bakın bu konuda baba Arslan ne diyor:
AKP iktidarı döneminde Arslan kardeşlerin yönettiği şirketlerin aldığı ihaleler dikkat çekici!
DALAMAN HAVALİMANI TERMİNAL BİNASI İNŞAATI. İHALEYİ ALAN FİRMA; YDA İNŞAAT</strong>
Bunlar YDA şirketinin yaptığı havalimanı inşaatlarıydı. Peki milli eğitim bakanlığı bünyesindeki okul, yatılı okul gibi işlerin ihalelerinde YDA inşaatın rolü neydi.
Burada bir isim ön plana çıkıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı Yatırım ve Tesisler Daire Başkanı Abdülsamet Arslan. Prof. Arslan milli eğitim bakanlığının tüm ihalelerinde söz sahibi olan kişi.. Prof Arslan YDA inşaat’ın sahibi Arslan ailesiyle akraba.
Ayrıca Milli eğitim bakanlığındaki bu çok kilit makama gelmeden önce de YDA ve Aksa inşaat şirketlerinin danışmanı.

AKP DÖNEMİNDE ALINAN İHALELER
Peki AKP iktidarı döneminde YDA ve Aksa firmaları milli eğitim bakanlığından hangi ihaleleri almıştı.
İşte çarpıcı bir örnek 2003 yılında İstanbul menkul kıymetler borsası ile Başbakan Erdoğan arasında eğitime fizikseL katkı projesi kapsamında 130 okul yapımı için protokol imzalandı.
ihaleye 40 müteahhit firma katıldı. Ancak ihaleler e Milli eğitim bakanı Hüseyin çelik’in işaret ettiği firmalara verildi.bu ihalelerde kamunun yaklaşık 100 trilyon zarara uğratıldığı belgelerle oltaya konuldu.
YDA firması da ihalelerden Arslan payını almıştı.
İstanbul Küçükçekmece okul inşaatı.. İhaleyi YDA inşaat kazandı.
Ankara Keçiören okul inşaatı -. İhaleyi YDA firması kazandı.
Ankara Sincan okul inşaatı; ihaleyi YDA firması kazandı…
YDA ve aksa firmalarına Allah yürü ya kulum demişti bir kere. Havalimanları okullar derken belediyelerden alınacak işlere gelmişti sıra.
Samsun 100. yıl bulvarı Ağabali kavşağı ve üst geçit inşaatı…. İhaleyi alan YDA firması
Sinop Durağan yolu ve sanat yapıları inşaatı….İhaleyi alan yda firması
Tokat Erbaa imbat köprüleri inşaatı….İhaleyi alan YDA firması…
Evet sayın İhsan Arslan Bunlar YDA firmasının kamudan aldığı firmalar. Yanı aranızda akrabalık bağı bulunan YDA firmasının sahiplerinin aldıkları ihaleler.
YDA’nın AKP dönemindeki yükselişini tesadüflere bağlamamak gerekir.
Hele ki sizin ve oğlunuz mücahit Arslan’ın kağıt üzerinde gözükmediğiniz şirketleri düşününce bu ihaleleri alan firmalar ve elde edinilen kazanımların tesadüf olmadığı ortaya çıkıyor.
Arslan ailesinin son gunlerdeki önemli işverenlerinden biri de Prof. Dr. İhsan Doğramacı.
İşleri çok kötü olan ve zor zamanlar yasayan doğramacı butun ihalelerini Arslanlara veriyor. Neden mi?
Nedenini ankaradaki etkili cevreler devlete olan taahhutlerini yerine getiremeyen doğramacıya ait tepe grubunun işlerinin rayına koyulması olarak anlatıyorlar.
Botas’ a boru hattı sözleşmesini yerine getiremeyen doğramacı soluğu doğruca başbakan Erdoğanın yanında alıyor. sorun Arslanların araya girmesiyle kolay kılınıyor.. Allah yuru ya kulum dediği için bakarsınız bu hızla Arslanlar eğitime de el atarlar. Hatta bakarsınız yasalara Doğramacı nın üniversitesi için arazi tahsisi maddesi konulur. Bundan da Arslanların ve hamilerinin haberi bile olmaz. Çünkü ne diyordu İhsan Arslan Arslan
BUNUN GİBİ YÜZLERCE İŞ VE İHALE VAR
İhsan Arslan’ın müteahhit ve milletvekili kimliğinden öte başka özellikleri de var kuşkusuz.
TMSF Başkanı Ahmet Ertürk; babası imam said ertürk anısına 1994 yılında yayınlanan İzler adlı kitabın önsözünde şöyle yazıyor;
“Babam 1970′lerde Ankara’ya sık sık gider. Orada saatçi Musa’nın ‘karargâhında’ Ankara’daki birçok Müslüman ilim adamı, siyasetçi, üniversite mensubu ve öğrenci ile tanışır, sohbetlere katılır. Ercüment Özkan, Musa Çağıl, İhsan Arslan, H. Hüseyin Kalaycı vb. isimler o dönemden kalma dostlardır.”
<strong>SUİKASTÇI DOSTLAR</strong>
Ahmet Ertürk’ün Saatçi Musa diye hitap ettiği kişi Malatya’da 1952 yılında Vatan Gazetesi Başyazarı Ahmet Emin Yalman’a yönelik suikastın planlayıcısı olan Musa Çağıl’dır. Ertürk’ün, İhsan Arslan ismiyle andığı genç ise bugün milletvekili olarak Meclis’te AKP sıralarında oturuyor. 1970′li yıllarda politik ve hareketli bir genç olan Arslan, bombalama eylemi nedeniyle 6 ay cezaevinde kalıyor
<strong>BOMBALI SALDIRIDAN YARGILANDI
1970′te Demokrat Partinin kuruculuğunu yapan Saadettin Bilgiç, 2002′de yayımlanan hatıralarının 222′nci sayfasındaki ‘Bizim Evi Dinamitle Uçuracaklardı’ başlıklı bölümde şöyle diyor:
“Polis yaptığı incelemede yazıhanemde çalışmalarına izin verdiğim gençler arasında bulunan, Sason’lu olduğunu ve Yükseliş Koleji’nde çalıştığını öğrendiğim bir gencin dinamit koyduğu çok geçmeden anlaşıldı. Yine de davaya müdahil olmadım. Kamu davası yürüdü ve altı aya mahkûm olan genç daha sonra tahliye edildi.”
Sadettin Bilgiç’in tarif ettiği genç AKP milletvekili İhsan Arslan Arslan’dan başkası değildi.
İhsan Arslan hakkındaki bu iddiayla ilgili 28 eylül 2006′da kendini savunurken zorlandı. Arslana göre bombalama eylemi 36 yıl önce olmuştu ve bundan dolayı yargılanması vicdansızlktı
İhsan Arslan
“PKK sempatizanLığı, eyalet sistemini savunduğu ve vatanının Kürdistan olduğu” yolundaki iddiaları ise “değiştim”
diye yanıtladı.
Peki neydi gazetecileri bu soru sormaya yönelten tarihi gerçekler.
HİZBULLAH YILLARI
1980′lerde 12 eylül askeri müdahalesinin hemen ardından “radikal islamcılar” Güneydoğu’da Vahdet Kitabevi’nde toplanmıştı.
Burada dört isim önce çıkmıştı:
Molla Mansur Güzelsoy, Fidan Güngör, Hüseyin Velioğlu ve İhsan Arslan.
O dönemde Vahdet grubu 12 Eylülcüler tarafından destekleniyordu. İhsan Arslan Hizbullah ilişkisinde fikri olarak değil ama işadamı kimliğiyle öne çıktı.
1990′lı yılların başında, Hizbullah’ı temsil eden iki kitabevi var.
Hüseyin Velioğlu’nun başında bulunduğu İlim Kitapevi ve Menzil Kitabevi.
İlim-Menzil arasında yaşanan ayrılığın temelinde “silahlı mücadele”ye bakış açısı yatıyor.
Çatışmalar başlar.
1992 yılı, Hizbullah için dönüm noktasıdır.
İlimci Velioğlu ve Menzil’ci Güngör Diyarbakır’ın Yolaç köyünde bir araya gelir ama anlaşamazlar .
21 Aralık 1992 yılında, Ilim-Menzil çatışmasında, Menzil kanadının liderlerinden imam Ubeydullah Dalar öldürülür. bu çatışmayı menzil grubuna daha yakın olan İhsan Arslan’ın durduracağı düşünülür.
Arslan’ın arabulcluğu bir işe yaramadı.
O dönemde PKK ile ilim gurubu arasında çatışma varken İhsan Arslan Arslan’ın yakın olduğu Menzil grubu PKK ile ateşkes halindeydi.
1994 yılında Menzil’in lideri Fidan Güngör kaçırıldı.
Daha sonra da Beykoz çatışmasında Hüseyin velioğlu öldürülünce hizbullahın ölüm evleri ortaya çıktı. Bu ölüm evlerinde yaklaşık 200 kişinin cesedi bulundu.
<strong>İHSAN ARSLAN PKK KAMPINDA
9O’lı yıllarda Mazlum-Der Genel Başkanlık ve yönetcilik yapan İhsan Arslan 1996′da, bir heyetle PKK kampına gitmişti. PKK flamaları altında resimleri gazetelere yansıyan İhsan Arslan’ın rehin askerleri Türkiyeye getirme girişimi sonuçsuz kalmıştı.
İhsan Arslan yalnızca ilişkileri ve geçmişi ile değil yazdığklarıyla da oldukça tartışılacak bir isim. İşte Arslan’ın Sor yayınları adlı yayınevinden 1992 yılında çıkan kürt soruşturması adlı kitabından çarpıcı satır başları;

ATATÜRK’E DİL UZATIYOR
-”Ne Mutlu Türküm Diyene”
Çok meşhur olan bu slogan ilkede Türklüğün üstün bir ırk olduğu açıkça belirtilmektedir. Benzer ifadelerine Mussolini ve Hitler’ de rastladığımız bu faşist anlayış, gayri İslami olduğu gibi başka ırktan insanları tahkir ve tezyif etmektedir. “Türkiye Türklerindir”, “Türkiye ülkesiyle ve milletiyle bölünmez bir bütündür” ifadeleri başlangıçta çok masum gibi görünen bu ilkeler, gerçekte çok açık “gasb ve tahakkümü” içermektedir.
<strong>
ÜMMETÇİLİĞİ SAVUNUYOR
</strong>
“Ulus Devlet” veya “İdeolojik Devlet” kavramına da biraz değinmek lazım. Irkçılar için ulus devlet bir anlam ifade edebilir ve savunulabilirse de biz Müslümanlar bu anlayışa iltifat edemeyiz. Biz Müslümanların tezi kesinlikle “Ulus Devleti” olmamalıdır.
LAİK VE DEMOKRATİK REJİME KARŞI</strong>
(…WinkKemalist ve laik inkılabın temel karakteri İslam düşmanı oluşudur. Bölgede İslami tebliğ ve çalışmaların önünü tıkayan engellerin giderilmesi için çok yönlü tedbirler almalı ve girişimlerde bulunmalıyız.”
İSYANLARI ÖVÜYOR
- (…WinkTürklük adına yönetimi eline geçiren bir avuç kurmay kadro, Kürtlere yönelik inkar, baskı, imha politikalarını adım adım icra etmeye başlıyor. 70 yıldan beri girişilen tüm başkaldırı ve isyanların, hakim ideolojiye nisbetle masum sayılması gerekmez mi?
TERÖR ÖRGÜTÜNÜ ÖVÜYOR, KÜRT DEVLETİ İSTİYOR
“Biz Müslümanlar, Kürdistan ile ilgili uzun vadeli politikalar belirleyip, planlı uygulamalarda bulunmak zorundayız. PKK’nın silahlı yöntemle 5-10 senede elde ettiği başarı ve ulaştıkları merhale bizleri yanıltmamalı. Yöntemin gayri-İslamiliği ve siyasi konjonktürün Müslümanlar için daima farklılık arzedeceği gerçeği hiçbir zaman gözardı edilmemeli.”
İhsan Arslan AKP milletvekili seçildikten sonra ise görüşlerinde biraz daha esnek davranıyor. 2006 Ağustos Ayında Vatan Gazetesinden Devrim Sevimay’a verdiği röportajda bu kez Barzani ile ittifak öneriyor;
“Bana göre Barzani’nin Türkiye’ye karşı bir hareket içine girmesi mümkün ve mantıklı değildir. Türkiye’den beklentileri olduğu kesin. Bunları sağlayabilmek için yeni ittifaklara da girebilir, gayet normal. Barzani konusunda Türkiye’nin çekingen davrandığını düşünüyorum. Irak’ta en sağlam partnerimizin Barzaniler olduğuna inanıyorum”
Röportaj sırasında İhsan Arslan kendisine Kerkük ve Türkmenler anımsatılınca hemen tepki gösteriyor.
“Niye “Kürtmenler meselesi” demiyorsunuz ki… Oradaki Türkmen’in oradaki Kürt’ten bizim için ne farkı var? Ve Türkiye’yi yöneten kadroların içinde ne kadar bir miktar Türk varsa bir miktar da Kürt vardır. O zaman neden Türkiye ikide bir Irak’taki Türkmenlerle ilgileniyor?
Gazeteci Devrim Sevimay, İhsan Arslan’a Barzani’nin ihaneti oldu mu, türk askerinin başına çuval geçirirken Amerikan askerleriyle yaptığı işbirliği unutulur mu sorusunu yöneltiyor. Alınan yanıt ilginç;
“Demek ki biz o dostluk elini uzatamadığımız için buna mecbur kalmış diye düşünüyorum. İhanetini ispatlayabiliyor muyuz? Çuval meselesine gelince; ABD’nin yapmak istediklerine dünya çapında kim engel olabiliyor ki Barzaniler olsun. “
Bu açıklamayla Başbakan Erdogan ın Barzani sevgisinin de nereden kaynaklandığı belli oluyor . Alt kimlik üst kimlik. Kürt ve Türklük konusunda da İhsan Arslan Başbakanı fikirleriyle etkilemiş görünüyor:
Başbakan Erdoğanın terörist başı ve şehitlerimizle ilgili ifadeleri ise İhsan Arslan Arslan’ı geride bırakır nitelikteydi…
Tayip Erdoğan Avustralya’da 2000 yılında hemde Türkiye’nin Başbakanı olmaya hazırlandığı bir dönemde bölücübaşını “Sayın”diye hitap etmiş , 30 bin şehidimizi de kelle olarak değerlendimişti…
ARSLAN’A SEÇİMDE KİM DESTEK VERDİ?
İhsan ve mücahit Arslan’ın memleketleri Diyarbakır’da da ticari faaliyetleri oldukça ilginç isimlere uzanıyor.
PKK’nın en önemli finans kaynaklarından olan Liceli ünlü uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin Baybaşin Diyarbakır’da farklı isimlerin adına yatırımlar yapmasıyla tanınıyor.
Diyarbakır’da yerel bazda radyo televizyon yayıncılığı yapan ART yayıncılık şirketi halen cezaevinde bulnan Baybaşin’in Kız kardeşi Nezihat Dağtekin adına kayıtlı.
Bu televizyon seçim döneminde AKP milletvekili İhsan Arslan’a açıkça destek verdi.
BAYBAŞİN’E FABRİKA SATIŞI
İhsan Arslan’ın yakın döneme kadar Diyarbakır’da bir de mermer fabrikası vardı.
Birkaç yıl önce bu fabrika PKK finansörü ve uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin Baybaşin’e piyasa fiyatından oldukça yüksek rakamlara satıldı. O dönemde baybaşin’in neden böyle yüksek bir rakama fabrikanın sahibi olduğuna anlam veremedi.
Baybaşin’in kız kardeşi, Arslan’dan satın alınan mermer fabrikasının adını da değiştirerek ART madencilik ismiyle faaliyetine devam ettirdi.
Kanaltürk haber merkezi ekipleri bu iddialarla ilgili mücahit Arslan’a ulaşmak için girişimlerde bulundu.
AKP milletvekili İhsan Arslan ise meclis’te kendisine soru yönelten Kanaltürk ekibine bakın nasıl cevap verdi
AKP dönemi Türkiye iktidarları arasında eşi benzeri görülmemiş olayların, uygulamaların yaşandığı bir dönem olarak tarihte yerini alacak kuşkusuz. Kanaltürk bu dönemin tutanaklarını tutmaya ve size sunmaya devam edecek. Arslan ailesinin öyküleriyle birlikte

Hiç yorum yok: