24 Aralık 2012 Pazartesi

Genel Kurmay'da Onemli Iddia;TİB’i ABD kontrol ediyordu. Necdet Özel TİB’de çalışmıştır

Genelkurmay Başkanlığı’ndan alınan 2 bilgisayar hard diskinin içinde Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’le de ilgili bilgiler yer aldığı ortaya çıktı.İnternet andıcıyken, Ergenekon’la birleştirilen dava kapsamında yargılanan subaylar tarafından yazıldığı iddia edilen ‘TİB Elemanları’ adlı bölümde “TİB’i ABD kontrol ediyordu. Necdet Özel TİB’de çalışmıştır” ifadeleri yer alıyor.


İNTERNET andıcı davası olarak bilinen, sonrasında Ergenekon ile birleştirilen davayla ilgili Genelkurmay Başkanlığı’ndan alınan 2 bilgisayar hard diskin içinde Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’le de ilgili bilgiler yer aldığı ortaya çıktı. Dava kapsamında yargılanan subaylar tarafından yazıldığı iddia edilen TİB Elemanları adlı bölümde “TİB’i ABD kontrol ediyordu. Necdet Özel TİB’de çalışmıştır” ifadelerinin yer aldığı görülüyor.
Kısa adı TİB olarak bilinen Toplumla İletişim Başkanlığı 12 Eylül’den sonra 1983’te Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği bünyesinde kurulmuş, “Psikolojik Harekât Merkezi” olarak görev yapan bir birimdi. 20 yıl kadar işlevini sürdüren TİB’in 2000’li yılların başında faaliyetlerine son verdiği biliniyor. 

ABD’NİN KONTROLÜNDE

İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi naip hakimi Hüsnü Çalmuk tarafından hazırlanan raporun 7’nci bölümünde “Sanıklar ile ilgili notlar ve münferit hususlar” başlığı ile verilen bölümün EK-39 olarak tanımlanan kısmında bulunan “TİB Elemanları” yazısı dikkat çekiyor. Bu yazıda şu ifadeler kullanılıyor;
1- E. Mu. Alb. Altan Ateş (Atilla Ateş’in kardeşi)
2- E. Tümg. İhsan Beriş ÖKK kökenli.
3- E. Jan. Öğr. Alb. Veysel Gani
4- Ertuğrul Zekai Ökte
5- Taner Kumkale - N. Ersin’in ekibinden
6- Oğuz Kalelioğlu - N. Ersin’in ekibinden DİTİP operasyonu, deşifre eden Fatih Güllapoğlu, TİB’i ABD kontrol ediyordu. Necdet Özel TİB’de çalışmıştır.



TİB’DEN SONRA DİTİP

TİB yani açık adıyla Toplumla İlişkiler Başkanlığı 12 Eylül 1980 darbesinin ardından 1983’te Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği bünyesinde kuruldu. Psikolojik harekat faaliyetlerini yöneten/yönlendirdiği öne sürülen TİB’de görev alanlar arasında öne çıkan isimler arasında bir dönem MİT Müsteşarlığı da yapan Teoman Koman, Albay Taner Kumkale, Albay Oğuz Kalelioğlu, eski MGK Genel Sekreteri Doğan Bayazıt bulunuyor.
Notlarda geçen DİTİP’in açılımı ise Diyanet İşleri Türk İslam Birlikleri. TİB’den 1 yıl sonra 1984’de kurulan DİTİB’in faaliyelerinin ise “dini, sosyal, kültürel ve sportif faaliyetleri gerçekleştirmek ve Almanya genelindeki kendisine bağlı derneklerin bu tür faaliyetlerini koordine etmek amacıyla” içerdiği belirtilir. Gazeteci Fatih Güllapoğlu, “Tanksız Topsuz Harekat” adını taşıyan kitabında TİB ile DİTİB arasındaki organik bağlantıya dikkat çeker.

‘Vika’ adı sehven

ASKERİ Casusluk ve fuhuş davasının 1 numaralı sanığı Albay İbrahim Sezer’in, mahkeme kararıyla dinlenen telefonuyla yapılan görüşmelerinde söylemediği cümleyi, iletişim tespit tutanaklarına ekleyen Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli 2 polis dün ilk kez hâkim karşısına çıktı. Görevi kötüye kullanma suçundan yargılanan Komiser Haşim Gülal ve Polis Memuru Sezai Akgün’ün 3 yıla kadar hapsi isteniyor. Albay Sezer’in fuhuş çetesinin lideri olan Vika adlı kadın için 28 Temmuz 2010’da Saffet Kaplan ile yaptığı telefon görüşmesinde sarfettiği, “Ben ondan sonra Vika’nın yanına uğrarım. ...meye” sözleri tutanaklara geçti. Gözaltına alınan Albay Sezer, Vika’yı tanımadığını söyledi. Sezer’in avukatı Mahir Işıkay, telefon görüşmesinin dinletilmesini istedi. Telefon kayıtlarında Vika’nın adı yoktu. İstanbul 4’üncü Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki dünkü duruşmada Komiser Haşim Gülal, yapılan hatanın durum fark edilir edilmez düzeltme tutanağıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletildiğini söyledi. Sezai Akgün de “Dinlemelerin çözümünü ben yaptım. Bulunduğumuz büroda en az 10 personel aynı anda çalışır. Ben arkadaşlarımla birlikte çözüm işini yaparken ‘Vika’ ismi sıklıkla geçiyordu. Bu isme önem verdiğimiz için bu isme takıldım ve çözüm yapılırken sehven tutanağa bu şekilde geçtim” dedi. İşlemin sehven değil, kasıtlı yapıldığını iddia eden Emekli Albay İbrahim Sezer, “Ben bir Albayım. Benim ‘Vika’ adlı fuhuş çetesiyle bağlantım yok. Beni kasten oraya eklediler. Benim gibi 56 Türk subayının da hayatına etki etti bu durum” dedi.


Karadayı, Koşaner ve Yalman’ın ses kayıtları mahkemede


ESKİ genelkurmay başkanlarından emekli orgeneraller İsmail Hakkı Karadayı ve Işık Koşaner ile emekli orgeneral Aytaç Yalman’ın da aralarında bulunduğu 17 kişiye ait olduğu ileri sürülen internet ortamındaki ses kayıtları Ergenekon davasına bakan İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, mahkemenin talebi üzerine, dava sanıkları ile yakınlarına ait olduğu iddia edilen Ergenekon davasına ilişkin internet ortamında ve medyada yer alan ses kayıtlarının, çözümünü yaptı. Gönderilen kayıtlar arasında, eski genelkurmay başkanlarından emekli Orgeneral Işık Koşaner’e ait olduğu iddia edilen internet ortamındaki “Işık Koşaner Paşa’dan itiraflar... Tam bir skandal” başlığıyla 23 Ağustos 2011’de yayımlanan ses kaydı ile “Işık Koşaner Paşa’nın 2. şok ses kaydı” olarak 25 Ağustos 2011 tarihinde yayımlanan ses kaydının çözümü yer alıyor. Davanın tutuksuz sanıklarından emekli Orgeneral Şener Eruygur ile eşi Mukaddes Eruygur ve istihbaratçı Albay Ömer Faruk Gürüz arasında geçtiği iddia edilen 16 Haziran 2012 tarihli ses kaydının çözümü de dosyaya gönderildi.

Hiç yorum yok: