TEKNOLOJİK ve PSİKOLOJİK TERÖR- MOBBING !!
Dinlemeyi yapan casus şirketler ve yaptıranlar kim?
Wikileaks’in ortaya çıkardığı haritaya göre dünyada aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 21 ülkede bu faaliyetleri gerçekleştiren şirketler bulunuyor.Türkiye’yi izleyen şirketin adı ise Inforcept Networks. Bu şirket kişilerin cep telefonu ve bilgisayar kayıtlarını dosyalıyor. Liderlerden sade vatandaşlara kadar herkesin hareketlerini adım adım takip edebilen bu şirket, dosyaladığı bilgileri gizli servislere satıyor.
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu dünyanın birçok ülkesindeki yazılım şirketlerinin aslında casus oldukları söyleniyor. Hükümet ve gizli servisler ile birlikte çalışan yazılım şirketleri, kullanıcıları ile ilgili tüm bilgileri yetkililere satarak milyarlarca dolar kazanıyor. Gizli servisler, hakkında bilgi almak istedikleri kişilerin hareketlerini bu şirketler sayesinde kolaylıkla ulaşabiliyor.
Ulusal Güvenlik Ajansı, ABD’nin Utah eyaletinde bulunan çölde 1.5 milyon dolar harcayarak kurduğu yeni tesiste bu bilgilerin toplanmasını sağlıyor. Bu şirketlerden sadece ABD değil Birleşik Krallık, Almanya, Fransa, Çin gibi ülkeler de yararlanıyor.
Mısır ve Libya’da yaşanan ayaklanmalar sırasında Birleşik Krallık’da Gama, Fransa’da Amesys, Güney Afrika’da VASTech ve Çin’de ZTE Corp şirketleri, ülke liderlerinin gizli odalarındaki yaptıkları konuşmaları ve tüm hareketlerini adım adım izledi. Bu bilgiler gizli servisler ve hükümetler ile de paylaşıldı.
Teknoloji , enerji , su ve gıda savaşlarının yaşandığı dünyada ülke güvenliklerinin en önemli unsuru olan teknolojik iletişim mekanizması içinde Türkiye'nin telekominikasyon iletişim merkezinin yabancılara devr edilmesi sonucu ülke istihbaratının ve güvenliğinin ne derece güvenli ellerde olduğu konusunda akıllara soru işareti getiriyor ..
Türkiye'de dinleme casusluğu yapılarak insanların özel hayatını deşfre etme tehdidinde bulunularak kurum ve kuruluşlara siyasi , stratejik ve ekonomik konularda darbelerin yapılması ve olayların saptırılarak sunulması sonucunda toplumsal kaos yaşanması kaçınılmazdır.
Demek ki, küresel güçlerin milyarlar kazanan casus dinleme şirketleri kendilerine büyük paralar teklif eden her türlü art niyetli örgütlere de bilgi satabilecekleri gibi ülkeler için siyasi, ekonomik ve stratejik ve güvenlik alanlarında tehdit oluşturmakta ve insanların özel hayatı da deşifre etmekte '' tehdit'' unsuru olarak da kullanılması kaçınılmazdır..
Wikileaks ve Privacy International sivil toplum kuruluşlarının önceki gün yayınladığı casus teknolojisi satan şirketlere ait listede bir Türk firmasının de ismi yer aldı. Bu yayından kısa süre sonra firmanın internetteki adresleri kaldırıldı. Wikileaks’in iddiasına göre Inforcept Network isimli şirket telekomünikasyon firmalarına kolaylık sağlamak amacıyla geliştirdiği teknolojiyi aynı zamanda hükümetlere de satıyor. Nitekim şirketin internet sitesinde telekomünikasyon firmalarının yanı sıra devlet birimlerine sundukları hizmetlerle ilgili bir bölüm de yer alıyor.
‘Bu teknoloji neşter gibi’
Wikileaks ve ortak çalıştığı internet sitelerinin iddialarına göre bu teknolojiler internet ve telefondaki tüm görüşmelerin “DPI” yöntemiyle takip edilmesine imkan veriyor.
Konuyla ilgili olarak Abu Dhabi merkezli The National gazetesine konuşan Mübarek Tana isimli şirket yetkilisi “Bu teknolojiler neşter gibi. Cerrahın eline geçerse hayat kurtarır, kötü insanların elinde öldürür” dedi. The National gazetesi, Inforcept’in en büyük müşterilerinin hükümetler ve telekomünikasyon firmaları olduğunu yazdı. İddiaların ne kadarının doğru olduğunu tespit etmek ise bir hayli zor.
INFORCEPT İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE BİLGİSAYAR SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ’NDEN
KAMUOYUNA DUYURU
‘Bir AR-GE firmasıyız’
Şirketin internet sitesinde verilen Ümraniye’deki adreste, şirketin ofisi bulunmuyor. Zaten bu adres Wikileaks iddialarının yayınlanmasından kısa süre sonra siteden kaldırıldı. Sitede yer alan ve Turkcell, Vodafone gibi firmaların Inforcept’in müşterisi olduğunu belirten logolar da dün silindi.
Firmadan yapılan basın açıklamasında “Inforcepts Networks isimli firmamız, bilgi ve ağ güvenliği, ağ optimizasyonu, ağ teknolojileri gibi konularda araştırma geliştirme faaliyetleri yürütmek ve yazılım geliştirmek üzere kurulmuş bir Ar-GE firmasıdır. Faaliyetlerimiz yukarıda sayılanlardan ibaret olup, bunun dışında -özellikle de hukuk dışı- hiçbir faaliyeti bulunmamaktadır” ifadeleri yer aldı.
Şirket yetkilileri konuyla ilgili ısrarlı sorulara yanıt vermedi.
4 ortak iki şirkette beraber
“Inforcept İletişim Teknolojileri Bilgisayar Sanayi ve Limited Şirketi” Gebze Organize Sanayi Bölgesi Teknoparkı’nda Ağustos 2011’de kuruldu. Şirketin kurucuları Murat Balaban, Ömer Faruk Şen, İsmail Yenigül ve Barış Şimşek. Şirkette 4 ortağın payı da eşit. 4 ismin de ortak olduğu İstanbul Ümraniye’de “Endersys Danışmanlık Yazılım İletişim Bilgisayar Teknolojileri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi” de bulunuyor. Nisan 2006’da kurulan bu şirkette de İnforcept’teki gibi 4 ortak eşit paya sahip.
Firmadan savunma;
INFORCEPT İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE BİLGİSAYAR SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ’NDEN
KAMUOYUNA DUYURU
“BAZI İNTERNET SİTELERİNDE, FİRMAMIZ HAKKINDA ÇIKAN HABERLER TAMAMEN ASILSIZDIR”
02.12.2011 tarihinde, bazı internet sitelerinde, firmamız hakkında, tamamen gerçek dışı bir takım
haberlere yer verilmiştir.
Bu asılsız haberlere göre, “wikileaks” ismiyle bilinen internet sitesinde, dünya çapında birçok firmanın,
internet hareketlerini ve cep telefonlarını takip ettiği, bu firmaların bulundukları ülkelerde kamu
otoriteleriyle irtibatlı olduğu, firmamızın da GÜYA bu firmalardan birisi olduğu ve bu kapsamda cep
telefonu takibi ve internet taraması yaptığı, iddia edilmiştir. Ne var ki bu iddiaların tamamı gerçek
dışıdır. Şöyle ki;
1. Inforcepts Networks isimli firmamız, bilgi ve ağ güvenliği, ağ optimizasyonu, ağ teknolojileri gibi
konularda araştırma geliştirme faaliyetleri yürütmek ve yazılım geliştirmek üzere kurulmuş, tamamen
hukuk çerçevesinde faaliyet sürdürmekte olan, %100 Türk sermayeli bir Ar-GE firmasıdır. Firmamızın
geliştirmekte olduğu ürünler, tamamen Türk mühendisleri tarafından tasarlanmakta ve üretilmektedir.
Şirketimizin iştigal konuları, yukarıda sayılanlardan ibaret olup, bunun dışında -özellikle de hukuk dışı-
hiçbir faaliyeti bulunmamaktadır.
2. Tamamen hukuk çerçevesinde faaliyetlerini sürdüren firmamız hakkında, bu denli, ağır, haksız ve
şirketimizin ticari ve mali itibarını zedelemeye matuf iddialara yer verirken, daha somut, daha ciddi
dayanaklara ihtiyaç olduğu muhakkaktır. Ancak, iddialarla ilgili firmamızın adını zikreden ilgili site, ciddi
veya ciddiyetten uzak herhangi bir delil göstermemiştir. Bu itibarla, iddiaların kayda değer bir yanı
bulunmadığı halde, firmamızla nasıl ilişkilendirildiği de merak konusudur.
3. Firmamızın iddia edildiği gibi cep telefonu takibi ile ilgili bir çözümü yoktur ve hiçbir zaman da
olmamıştır.
4. Türkiye'de internet ve telefon trafiğini takip yetkisi, özel kanunlarla devletin ilgili resmi kurumlarına
verilmiştir. Hiçbir şekilde Kamu Kurumu niteliği olmayan ve tamamıyla Ticaret kanunları çerçevesinde
faaliyet yürüten firmamızın, internet ve telefon trafiğine erişmesi, müdahale etmesi teknik ve hukuki
olarak mümkün değildir.
5. Aynı şekilde, firmamızın geliştirdiği yazılımları kullanarak kurum veya kuruluşlar adına teknik takip
yapması kesinlikle söz konusu değildir. Sonuç olarak, iddialar kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır.
Tamamen kanunlar çerçevesinde ticari
faaliyetlerini sürdüren firmamız hakkımızda çıkan iftira içerikli bu haberlere ve saldırılara karşı, her
türlü hukuki haklarımızı kullanacağımızı bildiririz. Bu nedenle yapılacak haberlerde basın meslek
ilkelerine, masumiyet karinesine, kısacası tüm hukuk ve iyi niyet kurallarına ve özellikle de mantık ve
insaf ölçütlerine riayet edilmesini önemle rica eder, aksi halde bundan ilgililerin hukuken sorumlu
olacağına hatırlatırız. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Diyaspora Ermeni lobisinden Gül'e çağrı
1915 olaylarının yıldönümünde, Amerika'daki Ermeni lobisi New York Times'ın uluslararası baskısı International Herald Tribune gazetesine bir ilan verdi. İlanda Abdullah Gül'e doğrudan çağrı yapıldı.
İlanda "Bir gün bir Türk lider, Anadolu topraklarında işlenen günahları kabul etmenin ulusal itibara daha iyi hizmet ettiğini görecek kadar iyi bir devlet adamı olacak" ifadesi yer alıyor. Bu ifade daha önce, The Economist dergisinde çıkan bir makale de yer almıştı. Altına, "Belki bu lider Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'dür" ifadesinin konulması ise, bu ilanı hazırlayanların özgün katkısı oldu. İlanın parasını Ermeni işadamı Rafi Manoukian'ın ödediği belirtildi.
SÖZDE '' SOYKIRIM '' YALANI VE MİSYONERLERİ
BU İSİMLERİ KAFANIZIN BİR KENARINA NOT EDİN. BUNLAR, SÖZDE '' SOYKIRIM'' KÜRESEL EMPERYALİST SİYONİST OYUNLARIYLA, TÜRKİYEDEN TOPRAK VE TAZMİNAT TALEPLERİNİ GÜNDEME GETİREN SİYONİST AGOPYAN ÖRGÜTLERİN TÜRKİYE'NİN SÖZDE '' SOYKIRIM'' ADINA '' ÖZÜR DİLEME'' KAMPANYASI İÇİN PARA ALAN MİSYONERLER..Kampanyanın başlıca girişimcileri olan Helsinki Yurttaşlar Derneği kurucu üyelerinden Ahmet İnsel, Halil Berktay, Bilgi Üniversitesi öğretim görevlisi Murat Belge, Şerafettin Elçi, MEHMET ALİ BİRANT ve yazar ADALET AĞAOĞLU'na 107 bin 414'er Euru, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nden Prof. İbrahim Kaboğlu'na 193 bin 548 Euro Gazeteci MİNE KIRIKKANAT 70 bin Euro Liberal Düşünce Derneği'nden Prof. ATİLLA YAYLA 'ya 449 bin 620 Euro, ERTUĞRUL KÜRKÇÜ'ye 809 bin 414 Euro, Mazlum-Der Derneği'ne 81 bin 735 Euro (NOT KURUCUSU AKP Lİ BAKANDIR)Ermenice yayımlanan Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ETYEN MAHCUPYAN'a ise 1 milyon 32 bin 921 Euro verilmiştir. Adı geçen kişiler, aldıkları paranın karşılığında internette 'Ermenilerden özür diliyoruz' kampanyası yürütüyor ve bu kampanya daha çok kişinin katılmasını sağlıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder