Hain Bir Patriğin İdamına Sebep Olan Mektup
Turkleri, asaletlerini anlatan Osmanli'dan ceddimizden neden gurur duymamiz gerektigini gosteren yasayan bir tarih, Rus sefirinin kaleminden anlatilmis. Sagi,solu yukarisi asagisi olmadan her Turk Genci'nin dunu ve bugunu anlamasi icin okumasi gereken hatirattan aldigimiz kisimlari yayinliyoruz.
200 yıldir hiç açılmayan o kapi. |
"Türkleri, maddeten ezmek ve yenmek mümkün değildir. Çünkü, Türkler çok sabırlı ve mukavemetli insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve İzzet-i Nefis sahibidirler. Bu hasletleri de, dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, an'anelerinin kuvvetinden; padişahlarına, kumandanlarına, büyüklerine olan itaatlerinden gelmektedir.
Türkler zekidirler ve kendilerini müspet yolda sevk ve idare edecek reislere sahip olduğu müddetçe de çalışkandırlar. Gayet kanaatkardırlar. Onların bütün meziyetleri, hatta kahramanlık ve şecaat(yiğitlik, yüreklilik) duyguları da an'anelerine(örf, adet, töre, kültür ve geleneklerine) olan bağlılıklarından, ahlaklarının selabetinden(sağlamlık ve yüksekliğinden) gelmektedir. Türklerde evvela itaat duygusunu kırmak ve manevi bağlarını yok etmek, dini metanetlerini zaafa uğratmak icap eder. Bunun en kısa yolu, milli ve manevi ananelerine uymayan harici fikir ve davranışlara onları alıştırmaktır. Türkler dış yardımı reddederler. Haysiyet duyguları buna manidir. Velev ki (hattâ isterlerse), geçici bir süre için zahiri kuvvet verse de, Türkler dış yardıma alıştırılmalıdır.
Maneviyatları sarsıldığı gün, Türkleri kendilerinden şeklen çok kudretli, kalabalık ve zahiren hakim kudretler önünde zafere götüren asıl kudretleri sarsılacak ve maddi vasıtaların üstünlüğü ile yıkmak mümkün olabilecektir. Bu sebeple Osmanlı Devleti?ni tasfiye için mücerret olarak harp meydanlarındaki zaferler kafi değildir ve hatta sadece bu yolda yürümek, Türklerin haysiyet ve vakarını tahrik edeceğinden hakikatlere nüfuz edebilmelerine sebep olabilir. Yapılacak olan, Türklere hissettirmeden bünyelerindeki bu tahribi tamamlamaktır."
Yazarın Notu: 1821 yılında meydana gelen Mora isyanından sonra Fener Rum Patriği olan Patrik V. Gregorius'un, dönemin Rus Çarı 1. Nikolay'a Türklerin yola getirilmesi ile ilgili bu mektubu yazdığını padişah II. Mahmut istihbarat faaliyetleri sayesinde öğrenmiştir. Sürüp giden yıkıcı ve bölücü faaliyetleri, cürümleri nedeniyle patriğin suç dosyası zaten çok kabarıktı. Mektup da deşifre olunca, malum Patrik, patrikhanenin kapısında asılarak idam edildi. Yeni gelen Patrik o zaman "bu kapıda bir TÜRK büyüğü asılmadıkça bu kapı açılmayacak" dedi. Ve o kapı 200 yıla yakındır hiç açılmadı. Bugün bile patrikhaneyi ziyaret edecek olursanız halen kapalı olduğunu görürsünüz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder