27 Kasım 2012 Salı

Masonlar yurdunu seven, Atatürk ilkelerine bağlı insanlardır." diyen Dengesiz Emin Colasan...

"Masonlar yurdunu seven, Atatürk ilkelerine bağlı insanlardır." EMİN ÇÖLAŞAN

MUSTAFA KEMAL: “ Masonluk da kökü dışarıda bir Yahudi tarikatından başka bir şey değildir. Defolun gidin Yahudi uşakları!”
Emin Çölaşan'in ne oldugu ve ne olmadigi konusunda kendi agzindan cikan yeterli bir aciklama.
“Masonlar kıdem sırasına göre rütbe kazanır ve her rütbenin ayrı simgeleri, bize yabancı gelen ayrı unvanları vardır.

Bildiğim kadarıyla masonların en büyük özelliği, Tanrı’ya inanırlar. Onu “Evrenin ulu mimarı” olarak adlandırırlar. İçlerinde din ayırımı yapılmaz. Tanrı’ya ve belli ilkelere inanan herkes, çeşitli soruşturmalardan geçtikten sonra mason olabilir.

Mason localarında siyasi tartışma yapılmaz. Particilik yoktur ve kesinlikle yasaktır. Ama masonlar genelde laik, yurdunu seven, Atatürk ilkelerine bağlı, ülkenin bütünlüğüne sahip çıkan insanlardır. (Bu bilgileri verince benim mason olduğumu sanmayın. Kesinlikle değilim, hiçbir zaman olmadım.)

Masonluk, bir dernektir. Cemiyetler Kanunu uyarınca çalışır ve her açıdan bulunduğu ülkenin yasalarına tabidir.

Bizde şeriatçı kesim ve sağ iktidarlar, bir sürü abartılı ve yalan nedenler uydurarak masonlardan nefret eder”.

(Bu durumda Mustafa Kemal Atatürk de şeriatçı kesimden oluyor)
Mustafa Kemal: “Defolun gidin Yahudi uşakları! “


Atatürk’ün ardından 1948’lerde faaliyete geçerek 1950’lerde önündeki tüm engelleri aşan mason teşkilatları, Adnan Mendereslerin, Celal Bayarların, Süleyman Demirellerin özel çabalarıyla kurumsallaşmış, Anadolu’da mantar gibi çoğalmıştır. Şimdi de Tayyip Erdoğan’ın iktidarında açık açık propaganda yapabilir duruma gelmiştir.


Masonluğu Atatürk’le bağdaştırma çabaları son derece iğrençtir. Kaya Paşakay röportajında Atatürk’ün masonlukla olan ilişkisini yalanlara dayanarak ispat etmeye çalışmakta, Atatürk’ün arkasına gizlenerek faaliyetlerini meşrulaştırmaya çalışmaktadır: “Atatürk’ün söylev ve demeçlerini düşünecek olursak, tüm bu prensiplerin özünde masonik ilkelerle birebir örtüşen, destekleyen ve tavsiye eden ifadeler görüyoruz. Atatürk zamanında Büyük Loca’mıza çok yakın davranmış ve faaliyetlerini teşvik etmiştir. Yakın çevresi, doktoru, başbakanı Şükrü Kaya ve vekillerinin çoğu masondur.” demektedir. Acaba Atatürk’ün hangi ilkesiyle masonluk bağdaşmakta, “Ben başkalarının yaptığı prensiplere değil, kendi prensiplerime uyarım” anlayışıyla masonluk nasıl örtüşmektedir? Sabah Gazetesi daha da ileri giderek, mason localarının her zaman karşısında olan Mahmut Esat Bozkurt’u hedef seçmektedir. Mahmut Esat Bozkurt’un Karşıyaka’daki Zuhal Locasına üyelik için başvurduğu, reddedildiği için masonluğun karşısında yer aldığı iddialarına yer vermektedir.

Oysa Atatürk 1908’de üyesi bulunduğu İttihat ve Terakki’nin birçok üyesi mason olmasına rağmen masonluğu kabul etmemiştir. Meşrutiyet ilericiliğinin aslında Batının ajanlığı olduğunu yaşayarak görmüş, Tanzimatçılığı dışlayarak kendi fikirlerini geliştirmiştir. Atatürk tüm kökü dışarıda olan anlayışları reddetmiş, masonluk kurumundan nefret etmiştir. 1935’te zamanı geldiğinde ilk işi tüm mason localarını kapatmak olmuştur. Masonluğun yasaklanması olayı Cumhuriyet’in ilk milletvekillerinden olan İbrahim Arvas’ın “Tarihi Hakikatler” adlı kitabında şöyle anlatılmaktadır:

Mustafa Kemal, Mahmut Esat Bozkurt’u yanına çağırır. Kendisine masonların örgütlenme şemalarını ve amaçlarını anlatan bir kitap verir. “Bunu gizlice mutalâa et, bir takrir ile Halk Partisi Grup Başkanlığı’na ver ve grupta bunlara şiddetli bir hücum yap ve grupça kapanmasına delâlet et. Senin de bu işte büyük şeref payın olacaktır.” Mahmut Esat Bozkurt bunun üzerine gereğini yapar ve takriri gurup toplantısında okutur:

Bizim eba ancet gelen atalarımızın mensubu bulunduğu tarikatları kapattık. Masonluk da kökü dışarıda bir Yahudi tarikatından başka bir şey değildir. Memleketimizde bunun ne işi vardır?”

Bunun üzerine mason olan Şükrü Kaya ve Doktor Mim Kemal önderliğinde bir grup Atatürk’ün yanına gelerek;
- Biz zaten maiyet-i devletindeyiz, fakat siz meşrik-i azamız olursanız pervane gibi etrafınızda dolaşırız.
- Peki bir şey soracağım. Bana cevap veriniz. Siz Avrupa’da hangi locaya bağlısınız ve metbuunuzun ismi nedir?
- Biz Cenova’ya tabiiyiz ve reisimiz de Borca Mişon Cenapları’dır.

- Haydi defolun buradan, cehennem olun gidin. Yahudi uşakları. Benim milletim bana kahraman sıfatını verdi, ben sizin gibi çıfıt Yahudiye uşak mı olacağım. Bu gece sabaha kadar Türkiye’deki tüm localarınızı kapatmadığınız taktirde yarın teşkil edeceğim divan-ı harp örfiye hepinizi verir ve astırırım. Haydi defolun karşımdan.

İşte Mustafa Kemal’in tavrıyla masonların “Uykuya yatma devri” dedikleri dönem böyle başlar. Zorunlu olarak tüm mason locaları kendilerini kapattıklarını ilan ederler. Tüm mason localarının mallarına el konulur ve mallar açılacak olan Halkevlerine devredilir.

Yahudi uşağı Türk medyası


Atatürk’ün ardından 1948’lerde faaliyete geçerek 1950’lerde önündeki tüm engelleri aşan mason teşkilatları, Adnan Mendereslerin, Celal Bayarların, Süleyman Demirellerin özel çabalarıyla kurumsallaşmış, Anadolu’da mantar gibi çoğalmıştır. Şimdi de Tayyip Erdoğan’ın iktidarında açık açık propaganda yapabilir duruma gelmiştir.

Bugün yeniden Tanzimat Batıcılığının ve gericiliğin kol kola vererek yükselişe geçtiği bir dönemi yaşıyoruz. Nurcular, Nakşibendiler, masonlar ve her türden fitne fesat yuvası özgürlüğün sağladığı bu sarhoşlukla istedikleri gibi faaliyet yürütmekte, işbirlikçi basının sağladığı olanaklarla yalanlarını ortalığa dökebilmekte, milletin değerlerine saldırabilmekteler.

Basının tüm çabası bu kurumları millete benimsetmektir. Bu noktada yaptıkları Yahudi uşaklığından başka bir şey değildir. Ancak bu çaba boşunadır, millet kendine yabancı olan hiçbir kurumu hele hele bu kurumlar Yahudiliğe hizmet ediyorsa asla benimsemez, hoş karşılamaz. Çünkü bu millet zamanında Atina Maşrıkı’na bağlı locaların kardeşlik dostluk adı altında nasıl Selanik’te, Makedonya’da Yunan çıkarlarına hizmet ettiğini unutmamıştır. Bu ve buna benzer örneklerden dolayı mason localarının Atatürk tarafından kapatılmasını sevinçle karşılamıştır.

Hiç yorum yok: