ERBAKAN’IN ATATÜRK DEĞERLENDİRMESİ VE MUSTAFA KEMAL’İN FİLİSTİN ENDİŞESİ
Rahmetli Erbakan Hocamızın, Siyonizmi ve İsrail’i bölge barışı için en büyük tehdit olarak değerlendirdiği ve Bağımsız Filistin’i hayatının gayesi haline getirdiği, herkesin bildiği ve hiç kimsenin inkâr edemeyeceği bir gerçekti. O’na göre,İslam Birliğinin ve İnsanlığın dirlik ve düzenin önündeki en birinci engel, Siyonizm ve İsrail’di. Aziz Hocamız, sade ve samimi Yahudilere ve Hristiyan ülkelere değil, zalim Siyonist fikirli ve Haçlı emperyalist zihniyetli kesimlere karşı olduğunu da defalarca dile getirmişti.
Burada, asıl dikkat çekeceğimiz nokta, bu konularda Erbakan Hoca’nın düşünceleriyle, Atatürk’ün endişe ve hassasiyetlerinin örtüşmesiydi.
“Can feda kılınsa; kurban, kan aksa. Yine de korunur, Mescid-i Aksa!”
Bu slogan, Mustafa Kemal Atatürk’ün, Filistin’le ilgili duyarlılığını ifade eden tarihi sözlerinin bir özetiydi.
Saadet Partisi’nin öncülüğünde, Erbakan bereketiyle ve Milli Görüş gayretiyle, İstanbul Çağlayan’da, yüz binlerin katılımıyla gerçekleşen muhteşem “İsrail’e Lanet, Filistin’e Destek” Mitingi de, yeni bir Milli Mücadelenin diriliş müjdesiydi. Azgın ve sapkın İsrailli teröristlerin, artık tesirsiz hale getirileceğinin ve Türkiye merkezli kutlu Mehdiyet devriminin, mutlu habercisi gibiydi.
Hâkimiyeti Milliye Gazetesi’nde yayımlanan 1937’deki bir nutkunda; Filistin’e dışarıdan müdahale edilemeyeceğini ve el sürülemeyeceğini söyleyen Mustafa Kemal, “Mukaddes toprakların İslam hâkimiyetinde kalması için; bugün kanımızı dökmeğe hazırız”demişti.
Mustafa Kemal Atatürk’ün 27 Temmuz 1937 tarihinde Hâkimiyet’i Milliye Gazetesi’nde yer alan nutkunda “Filistin’e el sürülemez! Türkler mukaddes topraklarda yabancıhâkimiyetine tahammül edemeyeceklerdir” dediği kesinleşmiştir. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi’nde bulunan evraka göre Dâhiliye Vekâleti Matbuat Umum Müdürlüğü tarafından saklanan 1937 tarihli belge, Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı bir nutuktan bahsetmektedir. Nutkun Filistin ile alakalı bölümünde “Arapların, Avrupa siyasetine nüfuz edemeyip, bu sözde istiklal kelimesine inandıkları ve bu uğurda Arap memleketlerini Avrupa emperyalizmine esir kıldıkları çok şayanı teessüftür” (Yani Müslüman Arapların, batılıların bağımsızlık vaatlerine aldanıp, emperyalizmin esiri olmaları, çok üzücü bir olaydır.) diyen Mustafa Kemal, “Filistin’in Arabistan’da vuku bulacak harekâtın merkezini teşkil ettiği takdirde, buradaki Araplara yapılacak herhangi bir fenalığa Türklerin tahammül edemeyeceğini” ifade ve ikaz etmektedir.
‘Bu topraklar için kanımızı dökmeye daima hazırız’
Mustafa Kemal, Nutk’un Filistin’le ilgili ilerleyen bölümlerinde daha sonra şu tarihi sözlere yer vermişti:“Arapların arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz vakıa birkaç sene Araplardan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kâfi derecede güvenip kudretimizi bildiğimiz için İslamiyet’in mukaddes yerlerinin Musevilerin ve Hıristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki, buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet’e lakayt olmakla ittiham edildik. (haksız ve alakasızşekilde suçlu gösterildik.)Fakat bu ittihamlara rağmen, Peygamber’in son arzusu olan; “mukaddes toprakların daima İslam hâkimiyetinde kalmasını” temin için, hemen bugün kanımızı dökmeğe hazırız. Cedlerimizin, Selahaddin idaresi altında, uğrunda Hıristiyanlarla mücadele ettikleri toprakların yabancı hâkimiyet ve nüfuzunun tahtında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar bugün, Allah’ın inayeti ile kuvvetliyiz. Avrupa’nın bu mukaddes yerlere temellük etmek (işgal edip mülküne geçirmek) için yapacağı ilk adımda, bütün İslam âleminin ayaklanıp icraata geçeceğine şüphemiz yoktur.”
Atatürk Kudüs Müftüsü’ne büyük destek vermişti!
Mustafa Kemal Paşa, Çanakkale Savaşı’na katılan ve Teşkilat-ı Mahsusa’da görev alan Yaser Arafat öncesi ilk Filistin lideri ve Kudüs Müftüsü Hacı Emin el-Hüseyni’yi de hep desteklemiştir. Atatürk’ün ölümünden sonradır ki İngilizler el-Hüseyni’ye verdikleri sözlerden ve adil paylaşma sürecinden vazgeçmiştir. Ardından da Filistin’deİsrail devletinin kurulması yolunda birbiri ardınca adımlar atılıvermiştir.İngilizlerin Filistin’in paylaşımında önceleri Araplara karşı çok tavizkar davranmasında Atatürk’ün dış politikasının ve Kudüs Müftüsü el-Hüseyni’ye verdiği tam desteğin büyük tesiri bulunduğu artık belirlenmiş ve belgelenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder