Devletin Agir Yuzu, Gercek Kahraman;Agar Baskanin Ornek Yasami
Devlet Gercekten Hapsedilebilirmi?
Mehmet Kemal
Ağar (d. 30 Ekim
1951; Çankaya, Ankara), Türk emniyet
mensubu, siyasetçi ve devlet adamı. Emniyet Genel Müdürü, Adalet ve İçişleri
Bakanı olarak görev yaptı. Doğru Yol Partisi ve Demokrat Parti genel başkanlıklarını yürüttü ve 22 Temmuz 2007 seçimlerinde barajı
geçemeyen partisinden istifa etti.
Ağar, 30 Ekim
1951'de Ankara'da babasının görev yaptığı Çankaya
Köşkü'nde doğdu.
Emniyet Müdürü olan babasının memuriyeti dolayısıyla 1957 yılında Urfa'da başladığı
ilkokulu, Gümüşhane, Bolu, Adana, Ankara ve Erzincan'da;
Erzincan'da başladığı ortaokulu, Kayseri, Diyarbakır ve Uşak'ta bitirdi.
Hayatı
Liseye
Ankara'da başladı ve 1968 yılında Haydarpaşa Lisesi'nden mezun oldu. Aynı yıl
girdiği Siyasal Bilgiler Fakültesi 'nde Emniyet Genel Müdürlüğü bursu ile
okudu ve 1973 yılında Maliye bölümünden mezun oldu. İlk devlet memuriyeti
Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Dairesinde ve ardından Cumhurbaşkanlığı Koruma
Müdürlüğü'nde Komiserlik yaptı.
Mehmet Ağar,
1974 yılında Emel Ağar'la evlendi, bu evlilikten Tolga Ağar ve Yasemin Ağar
isimli iki çocuğu oldu.
1976'da Ankara
vilayeti kaymakam adayı olarak İçişleri Bakanlığı'nda göreve başladı. İznik ve
Selçuk ilçelerinde kaymakam vekili olarak, Torul ve Delice ilçelerinde kaymakam
olarak görev yaptı. 1980 Ocak ayında İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle
Mücadele şube Müdür Muavini,1981 mayıs ayında Asayiş şube müdürü oldu.
1984-88
arasında Terör ve Asayişten sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı olarak
çalıştı. 1988'de Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne 1990'da İstanbul Emniyet
Müdürlüğü'ne, 1992'de Erzurum Valiliği'ne, 1993 Temmuzunda Emniyet Genel
Müdürlüğüne, atandı. Erzurum Valisi iken, o dönem firarda olan Bahçelievler katliamı sorumlularından Haluk
Kırcı'nın nikâh şahitliğini
yaptı.[1] 1993 yılında Hizbullah ile ilgili olarak "Hizbullah devlet aleyhine
eylemlerden kaçınmaktır. Örgüt üyelerini yakalamak fayda sağlamaz"
demiştir.[2]
Emniyet Genel
Müdürlüğü bünyesinde Özel Harekat Dairesi’nin
kurulmasını ve PKK‘ya karşı
polisin de kırsal alanda Jandarma ile birlikte operasyonlara katılmasını
sağladığı için"polisin genel kurmay başkanı" diye anılan Ağar, 24
Aralık 1995 genel seçimlerinde Doğru Yol Partisi’nden Elazığ milletvekili
oldu.
Siyasi Kariyeri
1996'da 53.
Hükümette Adalet Bakanı, 54. Hükümet (Refah-Yol Koalisyonu) bünyesinde ise
İçişleri Bakanı olarak görevinde bulundu. Başbakan Necmettin Erbakan’ın Libya
gezisini onaylamayan Ağar, 8 Kasım 1996 tarihinde görevinden istifa etti. Ağar
18 Nisan 1999 seçimlerinde Elazığ’dan 68.540 oy alarak bağımsız milletvekili
seçildi. Aldığı oy Türkiye'de bir bağımsız adaya verilen en yüksek oy olarak
tarihe geçti.
Emniyet Genel
Müdürü, Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı olarak görev yaptığı yıllar, terörle
mücadelenin yoğun olduğu dönemlerdi. 14-15 Aralık 2002 tarihleri arasında
yapılan DYP 7. Olağan Kongresi’nde ilk turda salt çoğunluğu sağlayarak Doğru Yol Partisi 'nin Genel Başkanı seçildi. 14-15
Mayıs 2005 Tarihlerinde yapılan 8. Olağan Büyük Kongre'de 1071 oyla tekrar
Genel Başkanlığa seçilmiştir.
Mehmet Ağar, 22
Temmuz 2007 Türkiye genel seçimleri sonuçları
açıklanmaya başladıktan az sonra saat 19:30 sularında partisinin barajı
geçemeyeceği anlaşılınca genel başkanlıktan istifa ettiğini, basın danışmanı
aracılığıyla kamuoyuda duyurdu. Ancak, daha sonra resmi olarak istifa
etmediğinden yeni genel başkan seçmek için partinin kongre yapamadığı ve
kendisinden yazılı istifa mektubu beklendiği ifade edildi.
Hakkındaki suçlamalar ve Susurluk Davası
27 Aralik
1996'da ANAP Lideri Mesut Yılmaz, uyuşturucu kaçakçılığından Türkiye tarafindan
aranan, ve yatmakta oldugu Hollanda'daki cezaevinden salıverilen Huseyin
Baybaşin'e ait 90'ar dakikalik iki video kasetle ses bantlarının Meclis
Araştırma Komisyonu'na verecegi belgeler arasında olduğunu soyledi.
İddalara göre
bantlarda Baybasin, Hollanda'da kendisiyle gorusenlere yaptıgı itiraflarda,
1980'den itibaren, Şükrü Balcı ve eski içisleri Bakanı Mehmet Ağar'ın kendisine
verdigini öne sürdügü polis kimlikleriyle, polise ait silahlarla ve yeşil
pasaportlarla nasıl rahat dolaştığını anlatıyordu.[3]
21 Ocak 1997'de
Frankfurt Eyalet Mahkemesi 17. Ceza Dairesi Başkanı Yargıç Rolf Schwalbe, üç
eroin kaçakçısının davasında sunulan delillere dayanılarak mahkemenin "Türkiye
cumhuriyeti devleti ve eroin kaçakçıları arasinda yakın bağların var olduğunu"
bulduğunu belirtti.
Yargıç Rolf
Schwalbe, basında yer alan demeçlerinde Türkiye'den eroin geçiren iki Kürt
aşireti üyelerinin "Turkiye cumhuriyeti devleti ile harika ilişkiler
içerisinde olduğunu" ve "devletteki bir bayan bakan ile
kişisel iletişimlerinin olduğunu" söyledi. Daha sonra Türkiye'den
gelen baskılar üzerine yargıç bu bayanın Tansu Çiller olduğunu açıkladı.[4]
26 Ocak 1997'de
ingiltere'de Kacakciliktan sorumlu icisleri Bakan Yardimcisi Tom Sackville
Turkiye'yi son zamanlarda eroinin en onemli gecis noktasi olarak
belirlediklerini, ellerinde Turk hukumeti ve polisinden bazi kisilerin
uyusturucu isine karistigi yolunda iddia ve bulgular oldugunu soyledi.
20 Mart 1997
tarihinde mülkiye müfettişlerine verdiği yazılı ifadesinde kayıp silahlar
olarak adlandırılan silahların nerede ve hangi amaçla kullanılacağını bildiğini
ve bu konuda Korkut
Eken’e yazılı bir
emir verdiğini ancak konunun devlet sırrı kapsamında olduğunu ve bu nedenle
daha fazla açıklama yapamayacağını belirtti.
İstanbul DGM Başsavcılığı Ağar hakkında, Sedat
Edip Bucak ile birlikte
‘Cürüm işlemek için çete kurmak, hakkında yakalama ve tevkif müzakeresi bulunan
kişileri yetkili mercilere haber vermemek ve görevi kötüye kullanmak’
iddiasıyla 6 yıldan 12 yıla kadar ağır hapis cezasıyla dava açtı. 11 Aralık
1997’de dokunulmazlığı kaldırılan Mehmet Ağar, Anayasa
Mahkemesinin itirazını
reddetmesinden sonra, 10 Ocak 1998’de DGM’de üç saat süreyle sanık sıfatıyla
ifade verdi. Ağar ifadesinde, kayıp silahlar konusunun devlet sırrı olduğunu
ileri sürdü ve olayların meydana geldiği tarihte bakanlık görevini sürdürdüğü
ve bu nedenle de ancak Yüce
Divan tarafından
yargılanabileceğini söyledi. DGM önce ‘görevsizlik’ ve 9 Temmuz tarihinde
Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin kararı bozma kararından sonra da ‘yargılanmanın
durdurulması’ kararlarını aldı.
Ağar, 15
Haziran 2000 tarihinde ise "Suç işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak"
iddiasıyla hakkında oluşturulan Meclis Soruşturma Komisyonu tarafından 8’e
karşı 6 oyla Yüce Divan’a sevkine gerek olmadığına karar verilerek aklandı.
DGM ve TBMM
Susurluk Kazası Araştırma Komisyonu’nda verdiği ifadelerinde sürekli olarak devlet sırrı
olduğu için açıklama yapamayacağını söyledi.
Mehmet Ağar
Kasım 2008'de tekrar yargılanmaya başlandı. İlk duruşmaya sağlık sorunları
nedeniyle katılamayan Ağar hakkında görevsizlik kararı verildi. Hakkındaki
suçlamalarsa şöyle:
1993-1996
arasında
- Cürüm
işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek;
- Gıyabi
tutuklu sanık Abdullah Çatlı'nın saklı bulunduğu yeri bildiği halde
yetkili mercilere haber vermemek ve gizlenmesine yardım etmek;
- Yasalara
aykırı olarak Abdullah Çatlı ve Yaşar Öz'e silah taşıma izin belgesi
vermek ve hususi damgalı (yeşil) pasaport verilmesini sağlamak suretiyle
görevi kötüye kullanmak.
15 Eylül 2011
günü; Ankara Özel Yetkili 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi, Adalet Bakanlığı,
İçişleri Bakanlığı, parti liderliği, Valilik ve Emniyet Genel Müdürlüğü yapan
Mehmet Ağar'ın "suç örgütü yöneticisi" olduğuna karar verdi ve
Susurluk davasında 5 yıl hapse mahkum etti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder