16 Kasım 2012 Cuma

Devletin Agir Yuzu, Gercek Kahraman; Agar Baskan'in Ornek Yasami


 
 

Devletin Agir Yuzu, Gercek  Kahraman;Agar Baskanin              Ornek Yasami

Devlet Gercekten Hapsedilebilirmi?
 
 
 
Mehmet Kemal Ağar (d. 30 Ekim 1951; Çankaya, Ankara), Türk emniyet mensubu, siyasetçi ve devlet adamı. Emniyet Genel Müdürü, Adalet ve İçişleri Bakanı olarak görev yaptı. Doğru Yol Partisi ve Demokrat Parti genel başkanlıklarını yürüttü ve 22 Temmuz 2007 seçimlerinde barajı geçemeyen partisinden istifa etti.

Ağar, 30 Ekim 1951'de Ankara'da babasının görev yaptığı Çankaya Köşkü'nde doğdu. Emniyet Müdürü olan babasının memuriyeti dolayısıyla 1957 yılında Urfa'da başladığı ilkokulu, Gümüşhane, Bolu, Adana, Ankara ve Erzincan'da; Erzincan'da başladığı ortaokulu, Kayseri, Diyarbakır ve Uşak'ta bitirdi.


Hayatı

Liseye Ankara'da başladı ve 1968 yılında Haydarpaşa Lisesi'nden mezun oldu. Aynı yıl girdiği Siyasal Bilgiler Fakültesi 'nde Emniyet Genel Müdürlüğü bursu ile okudu ve 1973 yılında Maliye bölümünden mezun oldu. İlk devlet memuriyeti Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Dairesinde ve ardından Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürlüğü'nde Komiserlik yaptı.

Mehmet Ağar, 1974 yılında Emel Ağar'la evlendi, bu evlilikten Tolga Ağar ve Yasemin Ağar isimli iki çocuğu oldu.

1976'da Ankara vilayeti kaymakam adayı olarak İçişleri Bakanlığı'nda göreve başladı. İznik ve Selçuk ilçelerinde kaymakam vekili olarak, Torul ve Delice ilçelerinde kaymakam olarak görev yaptı. 1980 Ocak ayında İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele şube Müdür Muavini,1981 mayıs ayında Asayiş şube müdürü oldu.

1984-88 arasında Terör ve Asayişten sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı olarak çalıştı. 1988'de Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne 1990'da İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne, 1992'de Erzurum Valiliği'ne, 1993 Temmuzunda Emniyet Genel Müdürlüğüne, atandı. Erzurum Valisi iken, o dönem firarda olan Bahçelievler katliamı sorumlularından Haluk Kırcı'nın nikâh şahitliğini yaptı.[1] 1993 yılında Hizbullah ile ilgili olarak "Hizbullah devlet aleyhine eylemlerden kaçınmaktır. Örgüt üyelerini yakalamak fayda sağlamaz" demiştir.[2]

Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde Özel Harekat Dairesi’nin kurulmasını ve PKK‘ya karşı polisin de kırsal alanda Jandarma ile birlikte operasyonlara katılmasını sağladığı için"polisin genel kurmay başkanı" diye anılan Ağar, 24 Aralık 1995 genel seçimlerinde Doğru Yol Partisi’nden Elazığ milletvekili oldu.

Siyasi Kariyeri

1996'da 53. Hükümette Adalet Bakanı, 54. Hükümet (Refah-Yol Koalisyonu) bünyesinde ise İçişleri Bakanı olarak görevinde bulundu. Başbakan Necmettin Erbakan’ın Libya gezisini onaylamayan Ağar, 8 Kasım 1996 tarihinde görevinden istifa etti. Ağar 18 Nisan 1999 seçimlerinde Elazığ’dan 68.540 oy alarak bağımsız milletvekili seçildi. Aldığı oy Türkiye'de bir bağımsız adaya verilen en yüksek oy olarak tarihe geçti.

Emniyet Genel Müdürü, Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı olarak görev yaptığı yıllar, terörle mücadelenin yoğun olduğu dönemlerdi. 14-15 Aralık 2002 tarihleri arasında yapılan DYP 7. Olağan Kongresi’nde ilk turda salt çoğunluğu sağlayarak Doğru Yol Partisi 'nin Genel Başkanı seçildi. 14-15 Mayıs 2005 Tarihlerinde yapılan 8. Olağan Büyük Kongre'de 1071 oyla tekrar Genel Başkanlığa seçilmiştir.

Mehmet Ağar, 22 Temmuz 2007 Türkiye genel seçimleri sonuçları açıklanmaya başladıktan az sonra saat 19:30 sularında partisinin barajı geçemeyeceği anlaşılınca genel başkanlıktan istifa ettiğini, basın danışmanı aracılığıyla kamuoyuda duyurdu. Ancak, daha sonra resmi olarak istifa etmediğinden yeni genel başkan seçmek için partinin kongre yapamadığı ve kendisinden yazılı istifa mektubu beklendiği ifade edildi.

Hakkındaki suçlamalar ve Susurluk Davası

Ana madde: Susurluk Davası

27 Aralik 1996'da ANAP Lideri Mesut Yılmaz, uyuşturucu kaçakçılığından Türkiye tarafindan aranan, ve yatmakta oldugu Hollanda'daki cezaevinden salıverilen Huseyin Baybaşin'e ait 90'ar dakikalik iki video kasetle ses bantlarının Meclis Araştırma Komisyonu'na verecegi belgeler arasında olduğunu soyledi.

İddalara göre bantlarda Baybasin, Hollanda'da kendisiyle gorusenlere yaptıgı itiraflarda, 1980'den itibaren, Şükrü Balcı ve eski içisleri Bakanı Mehmet Ağar'ın kendisine verdigini öne sürdügü polis kimlikleriyle, polise ait silahlarla ve yeşil pasaportlarla nasıl rahat dolaştığını anlatıyordu.[3]

21 Ocak 1997'de Frankfurt Eyalet Mahkemesi 17. Ceza Dairesi Başkanı Yargıç Rolf Schwalbe, üç eroin kaçakçısının davasında sunulan delillere dayanılarak mahkemenin "Türkiye cumhuriyeti devleti ve eroin kaçakçıları arasinda yakın bağların var olduğunu" bulduğunu belirtti.

Yargıç Rolf Schwalbe, basında yer alan demeçlerinde Türkiye'den eroin geçiren iki Kürt aşireti üyelerinin "Turkiye cumhuriyeti devleti ile harika ilişkiler içerisinde olduğunu" ve "devletteki bir bayan bakan ile kişisel iletişimlerinin olduğunu" söyledi. Daha sonra Türkiye'den gelen baskılar üzerine yargıç bu bayanın Tansu Çiller olduğunu açıkladı.[4]

26 Ocak 1997'de ingiltere'de Kacakciliktan sorumlu icisleri Bakan Yardimcisi Tom Sackville Turkiye'yi son zamanlarda eroinin en onemli gecis noktasi olarak belirlediklerini, ellerinde Turk hukumeti ve polisinden bazi kisilerin uyusturucu isine karistigi yolunda iddia ve bulgular oldugunu soyledi.

20 Mart 1997 tarihinde mülkiye müfettişlerine verdiği yazılı ifadesinde kayıp silahlar olarak adlandırılan silahların nerede ve hangi amaçla kullanılacağını bildiğini ve bu konuda Korkut Eken’e yazılı bir emir verdiğini ancak konunun devlet sırrı kapsamında olduğunu ve bu nedenle daha fazla açıklama yapamayacağını belirtti.

İstanbul DGM Başsavcılığı Ağar hakkında, Sedat Edip Bucak ile birlikte ‘Cürüm işlemek için çete kurmak, hakkında yakalama ve tevkif müzakeresi bulunan kişileri yetkili mercilere haber vermemek ve görevi kötüye kullanmak’ iddiasıyla 6 yıldan 12 yıla kadar ağır hapis cezasıyla dava açtı. 11 Aralık 1997’de dokunulmazlığı kaldırılan Mehmet Ağar, Anayasa Mahkemesinin itirazını reddetmesinden sonra, 10 Ocak 1998’de DGM’de üç saat süreyle sanık sıfatıyla ifade verdi. Ağar ifadesinde, kayıp silahlar konusunun devlet sırrı olduğunu ileri sürdü ve olayların meydana geldiği tarihte bakanlık görevini sürdürdüğü ve bu nedenle de ancak Yüce Divan tarafından yargılanabileceğini söyledi. DGM önce ‘görevsizlik’ ve 9 Temmuz tarihinde Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin kararı bozma kararından sonra da ‘yargılanmanın durdurulması’ kararlarını aldı.

Ağar, 15 Haziran 2000 tarihinde ise "Suç işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak" iddiasıyla hakkında oluşturulan Meclis Soruşturma Komisyonu tarafından 8’e karşı 6 oyla Yüce Divan’a sevkine gerek olmadığına karar verilerek aklandı.

DGM ve TBMM Susurluk Kazası Araştırma Komisyonu’nda verdiği ifadelerinde sürekli olarak devlet sırrı olduğu için açıklama yapamayacağını söyledi.

Mehmet Ağar Kasım 2008'de tekrar yargılanmaya başlandı. İlk duruşmaya sağlık sorunları nedeniyle katılamayan Ağar hakkında görevsizlik kararı verildi. Hakkındaki suçlamalarsa şöyle:

1993-1996 arasında

  • Cürüm işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek;
  • Gıyabi tutuklu sanık Abdullah Çatlı'nın saklı bulunduğu yeri bildiği halde yetkili mercilere haber vermemek ve gizlenmesine yardım etmek;
  • Yasalara aykırı olarak Abdullah Çatlı ve Yaşar Öz'e silah taşıma izin belgesi vermek ve hususi damgalı (yeşil) pasaport verilmesini sağlamak suretiyle görevi kötüye kullanmak.

15 Eylül 2011 günü; Ankara Özel Yetkili 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, parti liderliği, Valilik ve Emniyet Genel Müdürlüğü yapan Mehmet Ağar'ın "suç örgütü yöneticisi" olduğuna karar verdi ve Susurluk davasında 5 yıl hapse mahkum etti

Hiç yorum yok: