21 Şubat 2014 Cuma

Bugüne kadar Samsun’da Atatürk’ü karşılayan grubun dört kişi olduğu biliniyordu.

SAKİNE BATURTAY Atatürk’ü 19 Mayıs 1919 ‘da Samsun iskelesinde karşılayan tek TÜRK Kadını...


Bugüne kadar Samsun’da Atatürk’ü karşılayan grubun dört kişi olduğu biliniyordu. Torbalılı Araştırmacı öğretmen Necat Çetin, bu konuda yaptığı araştırma sonucu beşinci kişinin Samsun 1896 yılı doğumlu olan, 1929 yılında Torbalı’ya yerleşen eskilerin çok iyi bildiği sıhhiyeci Abdullah Bey’in eşi Sakine Hanım olduğu ortaya çıktı.
Sakine Hanım’ın İstiklal Harbi boyunca Samsunlu kadınları örgütlediği, yün toplattığı ve kirmanlarda eğirttiği öğrenildi. Bu yünler daha sonra Sakine Hanım tarafından cephedeki askere sıcak tutması için çamaşır olarak dokunur ve denkler hâlinde cepheye gönderilirdi.

HASTANEDEN İSKELEYE KOŞTU..


O dönem Samsun’da hasta bakıcı olan Sakine Hanım’ın 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü sabahı Ata’nın Samsun’a ayak basacağını öğrenir öğrenmez Hastane’den iskeleye koştuğu öğrenildi. Atatürk’ü büyük bir heyecanla karşılayan Sakine Hanım’ın tekrar hastaneye döndüğü biliniyor.
Necat Çetin’in verdiği bilgiye göre Elektrik Mühendisi Orhan Baturay’ın annesi olan Sakine Hanım Samsun’da Sıhhiye Çavuşu Abdullah Bey ile evlenir. Abdullah Bey’in Sıtma Savaş memuru olarak Torbalı’ya atanması üzerine 1929 yılından vefatı olan 1974 yılına kadar Torbalı’da yaşar. Bu konuda yaptığı araştırmayı Samsun 19 Mayıs Üniversitesinin düzenlediği “Milli Mücadele ve Samsun” sempozyumunda da bildiri olarak sunan Necat Çetin, “O gün için önemsiz görülen, ancak bu gün için çok önemli bir ayrıntı olan konunun açığa çıkması bizler için büyük önem taşımaktadır” dedi. Torbalı ve Bayındır ilçesinde yaptığı yerel tarih araştırmaları ile tanınan Necat Çetin Orhan Bey ile Torbalı parkında bir sohbet sırasında konuyu öğrendiğini, etraftan da araştırınca Sakine Hanım’ın tüm ömrü boyunca “Ben Atatürk’ü Samsun iskelesinde karşılayan tek kadındım” diye gururla anlattığını ifade etti.

TÜRK İstiklal Harbinin başlangıç noktası Atatürk’ün 19 Mayıs 1919 ‘da Samsun’a çıkması ile başlar. Samsun’da Atatürk’ü karşılayan grubun dört kişi olduğu biliniyor-du. Araştırmacı öğretmen Necat Çetin, bu konuda yaptığı araştır-ma sonucu beşinci kişinin Sam-sun 1896 yılı doğumlu olan 1929 yılında Torbalı’ya yerleşen eskilerin çok iyi bildiği sıhhiyeci Abdullah Bey’in eşi Sakine hanım olduğu ortaya çıktı. Necat Çetin verdiği bilgiye göre Elektrik mühendisi Orhan Baturay’ın annesi olan Sakine Hanım Sam-sun’da Sıhhiye Çavuşu Abdullah bey ile evlenmiş. Abdullah Bey’in Sıtma Savaş memuru olarak Torbalı’ya atanması üzerine 1929 yılından vefatı olan 1974 yılına kadar Torbalı’da yaşamış.

Bu konuda yaptığı araştırmayı Sam-sun 19 Mayıs Üniversitesinin düzenlediği “Milli Mücadele ve Samsun” sempozyumunda da bildiri olarak sunan Necat Çetin, “O gün için önemsiz görülen, ancak bu gün için çok önemli bir ayrıntı olan konunun açığa çıkması bizler için önem taşı-maktadır” dedi. Torbalı ve Bayındır ilçesinde yaptığı yerel tarih araştırmaları ile tanınan Ne-cat Çetin Orhan Bey ile Torbalı parkında bir sohbet sırasında konuyu öğrendiğini, etraftan da araştırınca Sakine Hanım’ın tüm ömrü boyunca “Ben Atatürk’ü Samsun iskelesinde karşılayan tek kadındım” diye gururla anlattığını ifade etti. Konu hakkında bilgi veren Necat Çetin şunları söyledi: Sakine Hanım Orhan Bey’in dediğine göre Erzurum İspir ilçesi Baksır/Kındız köyü doğumlu. Babası Hasan Reis. Samsun’da eşraftan Ömerzadelerin yanında takada çalışıyor. Romanya Köstence’den Samsun’a petrol taşıyorlarmış. Yani her ne kadar Hasan Reis Erzurum’lu ise de gurbetçi. Sakine hanım 1896 doğumlu. Nüfus kağıdına göre Samsun doğumlu. Ancak o kayıtta bir tutarsızlık var. Her ne kadar oğlu Erzurum doğumlu dese de nüfus kaydına göre Samsun doğumlu. Sakine Hanımın annesi Münire Hanım. Babası Hasan Bey. Sakine Hanım 1911 veya 1912 de Muhsin Bey ile evlenmiş. Bu evlilikten 1913 yılında Lütfü adında bir oğlu olmuş. Ancak çocuğun ayakları içe doğru 90 derece dönük... Yani sakat. Bu arada kocası Muhsin Bey Yemen harbinde askerde kalmış. Sakine Hanımın yaşadığı köyde bulunan Türkler Ermenilerin katliamına uğramış.

Sakine Hanım tek sakat çocukla kadın başına kışın 2,5 ay süren bir yolculuktan sonra Samsun’a, babasına sığınmış. Orhan Bey annesinin İspir’den Samsun’a süren yolculuk sırasında geçtikleri köylerdeki Ermeni mezalimini anlatırken özellikle kazığa oturtulmuş Müslümanları anlatırken ağladığını belirtti. Samsun’a varınca önce oğlunun düzgün yürüyebilmesi için Samsun’un önde gelen eşraflarından Ömerzadeler aracılığı ile devlet hastanesine yatırır. Hastanede ortopedist Amerikalı doktorlar çalışmaktadır. Amerikalı doktorlar oğluna tedavi ederken Sakine Hanım diğer hastalarla da yakından ilgilenir. Yani bir bakıma gönüllü hastabakıcıdır. Bu durum Amerikalı doktorların dikkatini çeker. Oğlu Lütfü ameliyatla tedavi olur. Ama Sakine Hanım hastaneye hastabakıcı olarak işe alınır. Bu arada Amerikalı doktorlardan İngilizce ve Latin alfabesini öğrenir. Sakine Hanım girişken, aktif ve zeki biridir. Hele hele konumu hastabakıcı da olsa şehirde ne olup bittiğini saati saatine öğrenmektedir. Şehre Mustafa Kemal’in geleceği öğrenince eşraftaki kişilerle beraber tek kadın olarak iskelede karşılar. Sakine Hanım tüm hayatı boyunca bu anı tanıklık eden tek kadın olmanın gururunu çocuklarına hep anlatır. Sırf çocuklarına değil etraftaki kişilere de.
 
Ben bu araştırma sırasında yakında bulunmuş kişilerden aynı yönde bilgiyi teyit ettim. Örneğin Torbalı’da yaşayan eski ev sahibi ve komşunun oğlu Sayın Hasan Varlık Bey’e konuyu açtığımda o da bana aynı bilgiyi kendisinden duyduğunu söyledi. Yine komşularının oğlu olan bugün Torbalı’da yaşayan 76 yaşındaki Sayın Çetin Çorapçıoğlu da aynı yönde bilgi verdi. Her ne kadar bu küçük ayrıntı o gün için önemsiz olsa dahi bugün için bilinmesi açısından bence önemli.. Bu da bana nasip oldu. Bu bilgiyi yazılı olarak teyit etme şansı şuan için ne yazık ki yok. Ama ileride ortaya çıkabilecek bir belge veya anı defteri veya günlük veya bir fotoğraf bu bilginin güçlenmesini sağlayacaktır.

Sakina Hanım İstiklal Harbi boyunca Samsun’lu kadınları örgütler. Ömerzadeler’de kendini destekler. Onlardan yün toplatır. Bunlar kadınlar tarafından kirmanlarda eğrilir. Cephedeki askere sıcak tutması için çamaşır olarak dokunur ve denkler halinde cepheye gönderilir. Denizli’nin Çal ilçesinin Süller köyünden olan Abdullah Bey, Rüştü’ye (ortaokul) mezunudur. Askere Sıhhiye eri olarak alınır. 11 yıl doğu cephesinde görev yapar. Sahra Hastanesi’nde sıhhiye çavuşu olur. Bugünün deyimi ile o günün âdeta doktoru. Seferberlik (Mondros Mütarekesi ) sonrası terhis olur. Memleketine gemi ile dönmek için Samsun’a varır. Hastaneye hastabakıcı arandığına dair ilânı görünce imtihana alınır ve işe başlar. Bir süre sonra Sakine Hanım’la tanışırlar ve evlenirler. Ancak Samsun’un havası Abdullah Bey’in sağlığını bozar. Doktorlar rutubetli havanın olmadığı yerde yaşaması gerektiğini bildirir. Abdullah Bey Samsun’a gelişinden üç-dört yıl sonra ailesi ile birlikte memleketine dönmek zorunda kalır. Çal’da halı ticaretine atılır. Ticaret Abdullah bey başarılı olamaz. İflas eder. Devletten tekrar sıhhiye memuru olarak atama ister. Bu dönemde devlet toplum sağlığı konusunda sıtmaya savaş açmıştır. Bakanlıkça sıtma savaş memuru olarak 1929 yılında Torbalı’ya atanır. Sıtma o dönemde en korkulu hastalıktır. At sırtında yıllarca Torbalı ve Menderes köylerinde sıtma ile mücadele eder. Evden atla bir çıktımı ancak 20 gün sonra evine dönmekte, aldığı kan örneklerini İzmir’e göndermekte ve kinin tedavisini bizzat yürütmektedir. Köylerde âdeta sıtma doktoru olur. Sakine Hanım ile evliliğinden 2 çocuğu olur. 1930 doğumlu Orhan ve 1931 doğumlu Mehmet. Abdullah Bey soyadını Atatürk döneminin ünlü denizaltısı Baturay olarak alır. Çünkü bu denizaltılara isimleri bizzat Atatürk tarafından verilmiştir (Saldıray – Baturay – Yıldıray). Ancak ailenin esas nüfus kaydında ilk kayıt “Poturay” iken sonraki kayıtlar “Baturay” olarak düzeltilmiştir.

Sakine Hanım okumaya çok düşkündür, özellikle de tarih araştırma kitaplarına. Abdullah Bey sıtma ile savaşta âdeta sağlığını feda eder. Gözleri göremez ve 1954 yılında malûlen emekli olur. 1973 yılında vefat eder. Sakine Hanım mahallenin sağlıkçısıdır. Kendisi de 1974 yılında vefat eder. İlk oğlu Lütfü Şahiner yatılı olarak endüstri meslek lisesini okur. Ardından II. Dünya Savaşı sırasında devlet tarafından İsveçre’ye üniversiteye eğitime gönderilir. Makine Mühendisi olur. İzmit Seka da çalışır. Diğer oğlu Orhan Bey sanat enstitüsü elektrik bölümünü bitirir. Torbalı’nın ilk sokak elektrik tesisatını çeker. Diğer oğlu Mehmet emekli olur. Geride tek yaşayan Orhan Bey yaşamaktadır. Sakine Hanım daha sonraları bilemediğimiz nedenle adı Sekine olarak değişir.
(Kaynak: http://buyuktorbali.com/atayi-karsiladik/)

Hiç yorum yok: