28 Şubat 2014 Cuma

Habertürk’te skandal: Kırım Tatarları için 38 milyar dolardan olamayız

Boyle Zamanlarda Kafalarini Cikartir Soysuz Kopekler. 3-5 Gun Sonra Kopartilir Kafalari...Ibret Olsun Diye, En Bilindik Yere Birakilir...


Habertürk’te skandal: Kırım Tatarları için 38 milyar dolardan olamayız
 Habertürk TV'de 25 Şubat 2014 Pazartesi gecesi yayınlanan Dünyanın İşleri programında skandal yorumlar yapıldı. Ukrayna ve Kırım'daki yoğun stres altındaki Kırım Tatarları'nın durumu konuşulurken, konuklardan Star Gazetesi yazarı ve TESEV'ci Mensur Akgün, "Kırım'daki Kırım Tatarları ve onların saygı duydukları lideri Mustafa Cemilev bulunuyor. Türkiye ile Rusya arasında 38 milyar dolarlık iş hacmi var. Türkiye'nin Kırım Tatarları için Rusya'yı karşısına alması beklenemez" diye konuştu.
Selçuk Tepeli tarafından hazırlanarak sunulan, Soli Özel, Mensur Akgün ve Prof. Dr. Duygu Bazoğlu Sezer'in katıldığı programda Ukrayna krizi değerlendirilirken Kırım Tatarları'nı ayağa kaldıracak yorumlar yapıldı. 
Star Gazetesi yazarı Mensur Akgün, Ukrayna'daki krizin diğer ülkelere etkilerinin tartışıldığı bölümde Türkiye'nin Kırım Tatarları için Ukrayna ve Rusya'yı karşısına almayacağını ifade ederken "Kırım Tatarları için Rusya ile 38 milyar dolarlık ticaretten vazgeçemeyiz" dedi. 
Mensur Akgün'ün sözleri program konukları Soli Özel, Prof. Dr. Sezer ve sunucu Selçuk Tepeli'yi daha da coşturdu. Tepeli ve Prof. Dr. Sezer, programın finalinde şu karara vardılar; 
“Rusya mutluysa Türkiye de mutlu!..”
Mensur Akgün, skandal sözlerini ise programın ardından gazeteci Emre Kulcanay tarafından Twitter'dan yöneltilen "Kırım Tatarları için 38 Milyar dolardan olmayalım ne demektir Mensur Bey?" sorusuna ise şu yanıtları verdi; 
“Türkiye Rusya ile Ukrayna arasında tercih yapmaya zorlanmamalı demek. Sorun sadece para değil.
Bu tür tercihler olayların akışını etkileyebilecek potansiyeliniz olduğunda anlam taşır.
Türkiye'nin böyle bir potansiyeli yok.
Türkiye bir etnik gruplar mozaiği ve bu mozaiği oluşturan gruplar doğal olarak kendi çıkar ve beklentilerinin korunması için talepte bulunuyor. Kendisine sağladığı imkanlarla tabii ki savunacaktır. Ama sorunlara taraf olmadan, üstünde kalarak...”
KIRIM TÜRKLERİ DERNEĞİ'NDEN KINAMA
Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada "Tarih ve millet bilincinden yoksun bu şahsı esef ve nefretle kınıyoruz." denildi.



MUSTAFA KEMAL DUSMANLIGININ ADI RESTORASYON...

MUSTAFA KEMAL DUSMANLIGININ ADI RESTORASYON...TURK DUSMANLIGININ ADI MUZAKERE...



1941 yılında müze haline dönüştürülen ve Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmir’e geldiği sırada konakladığı yer olarak da bilinen Atatürk Müzesi’nin restorasyon gerekçesiyle kapısına kilit vurularak 2 yılı aşkın bir süredir çürümeye terkediliyor.

Hakkâri Emniyet Müdürü Tufan Ergüder, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra hükümetin emniyette başlattığı görevden almaların zulme dönüştüğünü belirterek istifa etti.

Hakkari Emniyet Müdürü Ergüder, 'Bu zülme dayanamıyorum' deyip istifa etti


Hakkâri Emniyet Müdürü Tufan Ergüder, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra hükümetin emniyette başlattığı görevden almaların zulme dönüştüğünü belirterek istifa etti. “Artık bu zulme dayanamıyorum” diyen Ergüder, dün gece istifa dilekçesini Emniyet Genel Müdürlüğüne gönderdiğini söyledi.

Cuma namazında vatandaşlarla Hüseyin Çatal Camii’nde bir araya gelen Ergüder’e Hakkari Valisi Necmettin Kalkan eşlik etti. Ergüder, namazdan sonra vatandaşlardan helallik istedi. Vatandaşlar Ergüder için oluşan kuyruğa girerek hakkını helal ettiğini ifade etti. Ergüder'in, istifasına, son zamanlarda özellikle emniyet kanadında yapılan görevden almalardan dolayı birimlerin boşaldığı, mevcut dosyaların kapatılmaya başlandığı, KCK yapılanmasına yönelik herhangi bir faaliyetin yapılamadığı ve atılacak adımlara sürekli engel olunduğunu gerekçe gösterdiği öğrenildi.

Unutturulan Bir Kahraman Osmanlı Subayı: Süleyman Askeri Bey

Birçoğunuz Süleyman Askeri'yi belki hiç duymadı, ya da duysada kim olduğunu bilmedi..Üşenmeyiniz, okuyunuz..
Unutturulan Bir Kahraman Osmanlı Subayı: Süleyman Askeri Bey


Süleyman Askeri’nin doğduğu sene, Osmanlı tarihinin en ağır günlerinden geçmektedir. 1854 senesinde kaybedilen Kırım Savaşı, ardından gelen Balta Limanı Antlaşması sonucunda tarihinde ilk kez dış borç almak zorunda kalır. İngilizlerden % 6 gibi yüksek bir faizle alınan 3 milyon 300 Osmanlı altını da ancak kısa süreli fayda gösterir. 1876 ‘da parasızlık yüzünden tüm ödemeler durdurulur, ardından durum iyice kötü hal alır ve önce 1879 senesinde İngilizlerden alınmış olan borcun faizine karşılık olarak damga /içki / balık avı / tuz ve tütün gelirlerine el konulan Osmanlı, 1881 senesine gelindiğinde devlet hazinesini tümüyle Alman, Avusturyalı, Fransız ve İtalyan alacaklılar ve Galata bankerlerinden oluşan Düyun-u Umumiye Osmanlı İdaresi meclisine bırakır. 
Süleyman Askeri, bu sırada Askeri Harbiye’den kurmay yüzbaşı olarak mezun olmuştur. II.Meşrutiyetin 1908 senesinde ilan edilmesinde rol oynayan hürriyet yanlısı genç subaylar içinde o da vardır. Bu ayaklanma hareketi İmparatorluk tarihinin en önemli dönemeçlerinden birini oluşturmuştur. 
Süleyman Askeri’nin, 1905 senesinde henüz 21 yaşında iken kurmay yüzbaşı olarak mezun olduğu Askeri Harbiye’den sonra ilk atandığı yer Manastır olur. Bilindiği üzere Manastır ve Selanik, Meşrutiyet öncesi mücadelenin en yoğun yaşandığı yerlerdir. Süleyman Askeri de Manastır’da bulunduğu üç sene boyunca aktif olarak bu mücadele içinde yer alır. Tüm hayatı boyunca sadık bir dost gibi ona eşlik edecek olan hürriyet düşüncesi, Manastır’da daha da güçlenir. 
24 yaşındaki Osmanlı subayının Manastır’dan sonraki vazifesi sahası Bağdat olacaktır..Öncesinde Filibe eşrafından Fadime Hanım ile evlenir ve 1909 senesine, yani Bağdat jandarma birliklerinin düzenlenmesi vazifesi ile Bağdat’a gidene kadar Manastır’da kalır. 
Bağdat; gerek barındırdığı ciddi kültürel ve tarihi miras, gerek sahip olduğu çevre havzalar ve Hint yarımadasına giden yol üzerinde olan fevkalade önemli jeopolitik konumu düşünüldüğünde, Osmanlı için de başlıca merkezlerden biri olagelmiştir. Öte yandan Bağdat demiryolu hattı projesi ihalesinin Almanya’ya verilmiş olmasının İngiltere ile Osmanlı arasında evvelden beri yarattığı gerilim de hesaba katılırsa, üzerine pek çok milliyetçi isyan planı yapılan bölgenin askeri bakımdan güçlendirilmesinin önemi çok büyüktür. 
Bu nedenle, Manastır’daki görevi boyunca faal bir subay olarak dikkat çekmiş olan Süleyman Askeri, Meşrutiyet sonrasında kolağası (yüzbaşı) rütbesi ile Bağdat Jandarma Birlikleri’nin düzenlenmesi ve ıslahatı ile vazifelendirilir. 
Bağdat’tan Trablusgarp’a… 
Süleyman Askeri Bey’in Bağdat’tan sonraki vazife yeri Trablusgarp – Bingazi olacaktır. Binlerce Osmanlı askerini koyun koyuna sonsuz uykuya teslim alan Trablusgarp cephesi, tarih kitaplarının kuru anlatımının dışında anlatılması gereken olağanüstü hikayeler ile doludur. 
Trablusgap cephesinin bir diğer özelliği ise, 1913 senesinde Enver Paşa’nın denetimde ve Süleyman Askeri’nin başkanlığında kurulacak olan Teşkilat-ı Mahsusa’nın Fedai Zabıtan ismi ile cephe iradesini ilk gösterdiği yer olmasıdır. 

TÜRKİYE !!! İSRAİL'LİLERE TOPRAK SATIYOR; HEMDE NE TOPRAK..

İSARİL' % 80 KENDİNE AİT TOPRAKLARI KENDİ VATANDAŞINA SATMAZKEN
TÜRKİYE !!! İSRAİL'LİLERE TOPRAK SATIYOR; HEMDE NE TOPRAK..


BOR MADENİ'NİN 2840 sayılı Bor Kanunu’nun 2. Maddesi’ne eklenenerk ve bor madenlerinin“Yasa değişikliği ile bor madenlerinin uluslararası tekellere devredilmesi yasasından sonra. illegal yollardan merkezi İSTANBULDA olan, İsrail ile ilişiki içindeki kişiler tarafından ESKİŞEHİR ' Sivrihisar ilçesine bağlı okçular köyü başta olmak üzre daha bir kaç köylerdeki tarla konumundaki arazi sahipleri kandırılarak dönümü 1000 tl den israil'lilere satılıyor.
CEVHER YATAĞININ COĞRAFİ KONUMU
Eskişehir kompleks cevher sahası Eskiehir ili, Sivrihisar ilçesinin 40 km. Kuzey-batısında Kızılcaören, Karkın ve OKÇU köyleri arasında olup
15 km2'lik bir alanı kapsar. Ankara Eskişehir devlet karayoluna 35 km, demiryoluna ise 12 km. mesafededir. Cevher sahasının rakımı 900-1200 m. civarındadır
KOMPLEKS CEVHERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN YAPILAN
ÇALIŞMALAR
Bayram Kopuz, Lütfiye Güreli, Yusuf Bayram, Süheyla Acarkan, Reşat Uzmen Çekmece NükleerAraştırma ve Eğitim Merkezi
Eskişehir Beylikahır / OKÇU KÖYÜ yöresindeki toryum ve nadir topraklar kompleks cevherinin değerlendirilmesi için cevherin
bulunduğu tarihten itibaren arama, jeolojik etüt, rezerv tespiti ve cevherin değerlendirilmesi yönünde çalımalar yapılmıştır. Çalımaların ilk aşamasında Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü çalışmaların ağırlık noktasını oluşturmuştur. Daha sonra devreye giren Eti Holding cevherin değerlendirmesi ile ilgili çalışmalar yapmıştır. Bu arada değişik üniversiteler de lisansüstü ve doktora çalışmaları ile cevherin değerlendirilmesi konusunda katkıda bulunmuşlardır. Burada yapılan çalışmaların sırasıyla anlatılacak ve cevherin değerlendirilmesi yönünde ne gibi bulguların elde edildiği incelenecektir. Eskişehir - OKÇU KÖYÜ'nde bulunan cevher radyoaktif bir element olan toryum içerdiği için toryum cevheri olarak bakılmıştır.Burada mineral oluşumunun bastnazit olduğu, bastnazit' in ise bir nadir toprak elementleri minerali olduğu bilindiğinden bu cevhere toryum içeren nadir toprak minerali demek daha doğru olacaktır. Son yıllarda nadir toprak elementlerinin endüstride kullanımının artmasıyla bu cevherin nadir toprak elementleri açısından değerlendirilmesi, toryumun ise yan ürün olarak kazanılmasının uygun olduğu
düşünülmektedir.Anahtar kelimeler: Toryum, Nükleer yakıt, Nadir toprak elementleri

27 Şubat 2014 Perşembe

TESPIT BUDUR, YUREGINIZE SAGLIK .

BU YAZIYI OKURLARIMIZLA PAYLASMAK ISTEDIK...


TESPIT BUDUR, YUREGINIZE SAGLIK ... Türkiyenin gündemi durmadan değişiyor! Gözünü dört aç! Seni oyalıyorlar!
Sen gündemi takip etmekle, laf yetiştirm...ekle, espiri üretmekle, ispatlamakla uğraşırken!.. Arka planda büyük işler dönüyor.
Artık AKP yandaşı olanları bırak uğraşma.
Devşirme Türkleri, araplaşmış asimile olmuş beyinleri, Türklüğünle gurur duyamayan şerefsizleri değiştireceğim diye vaktini boşa harcama!
Şimdiki hükümet kaçtıktan sonra, yerine gelecek olan aynı Mendersin yarım bıraktığını Erdoğan ve Erdoğan'ın yarım bıraktığı yerdende yerine gelecek olan hükümet Türkiye topraklarını peşkeş çekmeye ve satmaya devam edecektir.
Erkan Kemer

Bilge Kağan, bu yüzden milletine, "Silkelen ve kendine dön!" der,
Mustafa Kemal Atatürk bu yüzden "Ne mutlu Türk'üm diyene" der.
Aklını başına al, almazsan aklını alan biri çıkar.
Düşman içimizde..  Erkan Kemer

(Geç Kalmakla Birlikte) Bilim de Kanıtladı: Kola Kanser Yapıyor!


Tech Times’ın haberine göre Consumer Reports, “Birçok meşrubata ve bazı yiyeceklere kahverengini almaları için katılan karamel rengi, kulağa masum ve hatta iştah açıcı gelebilir. Fakat bu kesinlikle gerçek karamelle benzerlik göstermiyor…Bu suni renklendirmenin bazı türleri, 4-methylimidazole (4-MeI) isimli potansiyel olarakkanser yapıcı bir kimyasal içeriyorlar” dedi.
Consumer Reports, gıda maddelerinin üzerinde “karamel renklendirmesi” diye geçen bu kimyasalın sağlık açısından tehlikeli olduğunu söyleyen tek isim değil. Dünya Sağlık Örgütü’nün Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı ve California eyaleti de bu kimyasalın potansiyel olarak kansere yol açabileceğini belirtti. 2007 tarihli bir federal hükümet çalışmasında da bu kimyasalın farelerde kansere yol açtığı tespit edildi.
Hatta California’da, eyalette satılan ve 29 mikrogram 4-Mel içeren tüm yiyecek ve içeceklerin üzerinde kanser riski uyarısı bulunması gerektiğini öngören bir yasa dahi bulunuyor.
Fakat Consumer Reports’taki uzmanlar, 29 mikrogram seviyesinin halen çok yüksek bir eşik olduğunu söylüyorlar. Consumer Reports’un Gıda Güvenliği & Sürdürülebilirlik Merkezi yönetici direktörü ve toksikolog Urvashi Rangan, “Tercih ettiğiniz meşrubat o miktarın yarısını dahi içeriyor olsa, birçok insan günde bir kutudan fazla içiyor” şeklinde konuştu.

26 Şubat 2014 Çarşamba

OSMANLI ÇANAKKALE ŞEHİDİ TEĞMEN İBRAHİM NACİ'NİN GÜNLÜĞÜ

"KALEM ŞEHİT, GÜNLÜK ŞAHİT": OSMANLI ÇANAKKALE ŞEHİDİ TEĞMEN İBRAHİM NACİ'NİN GÜNLÜĞÜ 


1915, Mayıs’ın son haftası. Çanakkale’ye asker taşıyan Şirket-i Hayriye vapurundayız. Cepheye gidiyoruz.

Bizimki 70 numaralı vapur. Herkes, 38 numaralı Sultanhisar Vapuru’nu konuşuyor; çünkü o vapurun gemi süvarisi: “O askerler ki, yarın Çanakkale’de düşmanı karşılayacaklar, belki çoğunun ruhları bu ebedî maviliğe karışacak.” demesiyle ünlü.

Şirket-i Hayriye’nin nice yolcusu dalgın. Biri de benim: 71. Alay, 10. Bölük’ten Teğmen İbrahim Naci.

21 yaşındayım. Yol, kader, cephe arkadaşlarımın çoğu benden genç.

Hayal âlemindeyiz.

Siz hiç denize bakarken, parçalanmış vücudunuzu, dalgaların üzerinde bir aşağı bir yukarı yüzerken gördünüz mü?

Ben gördüm!

Yok, korkudan değil. İnanın, korkmuyorum.

Korkmuyoruz!

Dönmemek üzere uğurlandık biz; kınamızı analarımız, eşlerimiz yaktı.

Denizde ya da karada… Şarapnelle ya da kurşunla…

Vapurda en fazla duyduğum yakarış şuydu: “Nasip eyle Yarabbi!”

Gidenin ardından, “Mertebesini buldu.” diyoruz; mertebelerin en yücesiyle müjdelendiler çünkü.

Aramızda evine dönmeyi arzulayan var mı bilmem. Benim de bekleyenim var; ama içimi Rabbim okuyor, şehit olmayı diliyorum. Olur da dönersem, gazi olmayı!

Öyle uğurladı annem.

ALLAHAISMARLADIK..!

Kerevizdere’deydik. 21 Haziran 1915 Pazartesi günü, son olarak şunları yazdım:

“Saat 07.00. Geceden beri düşman taarruz ediyor. Şimdi gidiyoruz. Allah hayır eylesin.”

“Saat 11.00. Muharebeye girdik. Milyonlarca top ve tüfek patlamaları… Şimdi birinci onbaşım yaralandı. Allahaısmarladık..

OSMANLI VEZİR-İ AZAMI'NIN İNGİLTERE'Yİ SİLKELEYEN MEKTUBU..!

Herkes Okusun, Herkes Paylaşsın..! OSMANLI VEZİR-İ AZAMI'NIN İNGİLTERE'Yİ SİLKELEYEN MEKTUBU..!


Osmanlı Vezir-i Azamı tarafından Büyükelçi Robert Ensky aracılığıyla İngiltere'ye gönderilen ve Avam Kamarasında Mister Grey tarafından okunurken: “Kendilerine destek olduğumuzu söylediğimiz halde daha sonra kendilerine ihanet ettiğimiz Osmanlı müttefiklerimiz, politik hareketimizi nefretle ve istikrahla karşıladıklarını gösteriyorlar.” şeklinde takdim edilen 29 Şubat 1792 tarihli, İngiltere'nin bütün kirli çıkılarını ortaya döken sarsıcı mektubun sadeleştirilmiş tercümesi ve Avam Kamarasında okunduğu şekliyle İngilizcesi:

İŞTE AVAM KAMARASINDA OKUNAN O SARSICI MEKTUP !

“Halife kendi namına harp ilan eder ve sulh yapar. Bendelerine ve tebâsına itimat besler. Onların iman sahibi olduklarına vakıf bulunduğu gibi, meziyetlerini tecrübe etmiş ve sadakatlerini anlamıştır. Bu fazilet çoktan beri Avrupa’dan tard edilmiştir. Şayet bütün Nasraniler (Hıristiyanlar), doğruyu söylüyorlarsa insanları alıp sattığı için İngiltere’ye hiç itimat etmemek lazımdır. Müslümanların Halifesinin sizin hükümdarınızla, sizin memleketinizle hiçbir münasebeti olmadığı gibi, hiçbir vakit sizin nasihatinizi, aracılığınızı, dostluğunu istememiş, size bir elçi, bir memur göndermemiş, sizinle hiçbir muhaberede (haberleşmede) bulunmamıştır. O halde bizimle Rusya arasında aracılık teklifinde bulunmanızın sebebi nedir? Sizin dostluğunuza, yardımınıza, aracılığınıza talip değiliz. Yüksek bir lisanla bahsettiğiniz nâzırınız, mutlaka bir hile düşünmekte, sizin yalnız paraya taptığınızı haber aldığımız milletinizi, eğlendirmek için bir dolap çevirmektedir. Siz tanrınızı satar ve alırsınız. Mabudunuz paradır. Nâzırlarınız ve milletiniz nazarında her şey ticarettir. O halde bizi de Rusya’ya mı satmak istiyorsunuz? Hayır, biz pazarlığımızı kendimiz yaparız!

Müslümanlar hile, hurda bilmezler. Şeytanlık, desisecilik Nasranî ahlakıdır. Biz devlet işlerinde namuslu, doğru, açık ve vefalı olmaktan çekinmeyiz. Harbe girdiğimiz zaman mukadderata teslim oluruz. Uzun bir zaman azamet ve ihtişam içinde yaşamış, dünyanın birinci devleti olmuş, asırlarca Nasranîlerin her türlü rezalet ve dalkavuklukla bulanmış küfür ve fesadına karşı zaferler kazanmış bulunuyoruz. Biz, Cenab-ı Hakk’a ve Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’e iman ediyoruz. Sizler ise taptığınızı söylediğiniz Allah’a iman etmez, kendisine hem ulûhiyet ve hem de peygamberlik tanıdığınız ve oğlu dediğiniz zata da inanmazsınız. O halde sizin gibi, sapık bir milletin nesine güvenilebilir?

Birbirinizle olan muamelelerinizde fazilet gibi doğruluğu da atıyorsunuz. Birbirleriyle savaşan bütün Nasranîler, krallarının, hükümdarlarının, imparatorlarının, şikâyetler, muahezeler, protestolarla dolu hal tercümelerini okuyunuz. Hepsinin yalancı, fesatçı, zalim, sözlerine güvenilmez adamlar olduklarını görürsünüz. Hâlbuki Müslümanlar hiç vadine, sözüne, şerefine halel getirmiş midir? Asla! Buna mukabil, hiç bir Nasranî (Hıristiyan) devleti, menfaat ve ihtirası arzu ettiği zamandan başka, hiçbir sözünü tutmuş, hiçbir taahhüdünü ifa eylemiş midir? Hayır, o halde sizin gibi kötü bir yönetime, her faziletten mahrum bir hükümete tabi sizin gibi bir millete nasıl itimat edelim?

Halifenin, sizin sarayınızla bir münasebeti yoktur. Bir münasebet kurmak niyetinde de değildir. Şayet siz burada bir casus gibi yahut iddianız veçhile bir sefir sıfatı ile bulunmak istiyorsanız, diğer Nasranîlerle beraber ikamet edersiniz. Biz sizin karadan veya denizden yardımınıza yahut aracılığınıza -tekrar ederiz- tâlip değiliz. Vakti olan tekliflerinizden size teşekküre mezun olmadığımı çünkü divanımızın hareketinizi muvafık bulmadığını, bundan başka denizden yapacağınızı teklif ettiğiniz yardımı da keza teşekkürle karşılamayacağımızı, çünkü donanmanızı hiçbir zaman denizlerimize kabul etmeyeceğimizi beyan ederim. Sizin Rusya ile ne yapacağınızı bilmiyoruz ve bilmek de istemiyoruz. Rusya ile işlerimizi, münasip bir surette kanun ve siyasetimize uygun bir şekilde halledeceğiz. Şayet siz denildiği gibi dünyanın en alçak Nasranî Milleti değilseniz, en cüretkâr ve sahtekâr milleti olduğunuz muhakkaktır.

Siz, sizin gibi birkaç Nasranî milletleriyle de birleştinizmi, kendinizi emir vermeye salahiyetli zannedersiniz. Biz bunu anlıyoruz. Binaenaleyh sizin cüretkârlığınız, menfur bir diktatörlük derecesine yükseliyor ki; sizin bu hareketiniz, iç işlerinizde hakarete layık, hariçte ise, sözlerinizi her kıymetten ve herhangi bir devlet tarafından inceleme haysiyetinden mahrum etmektedir. Nerede kaldı ki, Bab-ı Ali (Osmanlı Hükümeti) bunlara ehemmiyet versin. Büyük vezirler, sizi dinledikçe sözlerinizde ya fena bir maksat keşfetmişler yahut işlerinizin cehalet eseri olduğunu anlamışlardır. Halife, tebasına karşı bu derece zalim olan bir devlete karşı icap eden tedbirleri ihmal etmez. Vesikaya istinaden öğrendiğimize göre, sizin aranızda yaptığınız sulhlar, rüşvete dayanmaktadır. Osmanlı vezirleri Avrupalıların sözlerini çok dinlemişler, fakat daima hıyanet görmüşler, satılmışlar veya iğfal edilmişlerdir. Binaenaleyh Rusya ile Bab-ı Ali arasında vuku bulacak aracılığınıza lüzum yoktur. Sizin hedefiniz bütün insanlığı birbirine düşürmek, sonra istifade etmektir. Sizin katmerli kazançlarınız bizim tüccarlarımızı zarara sokmuştur.

Sizin dininiz, para kazanmaktır. Taptığınız şey hasisliktir. Kabul ettiğinizi söylediğiniz Nasranîlik riyakarlığınızın bir maskesinden başka bir şey değildir. Sizden cevap istemiyoruz.. Cevap vermemenizi emrediyoruz..!”

Kaynaklar:
1-History of the Proceedings and Debates of the House of Commons, J. Almon, 1792, Page: 316
2-The Annual Register, Or, A View of the History, Politics, and Literature for the Year 1792, J. Dodsley, 1799, Page: 138
3-The New-York Magazine; or, Literary Repository, 1792, Page: 519
4-An Apology for Mohammed and the Koran, John Davenport, London 1869, Page: 117
5-The Parliamentary Register or History of the Proceedings and Debates, J. Debrett, 1792, Page: 317 INGILIZCE METIN DEVAMINDADIR...

MİT-PKK görüşmesi, kayıp altınlar ve soru işaretleri.?

MİT-PKK görüşmesi, kayıp altınlar ve soru işaretleri.???


Babasının İsviçre’de bir bankaya yatırdığı 6 ton altının peşine düşen Sait Ali Bayrak, son günlerde gündemi oldukça meşgul ediyor. Aynı zamanda Barış Elçisi olduğunu iddia eden Bayrak, altınların nereden geldiğini açıklamıyor. Elazığlı Heylani Kebir aşiretinin reisi olan gizemli Sait Ali Bayrak’ı araştırdığımızda MİT-PKK görüşmelerine kadar uzanan ilginç bilgilere ulaşıyoruz.
Herşeyden önce Bayrak’ın bu kadar altını nereden bulduğunu anlamak güç. Babasının bu serveti ticaret yaparak kazandığını söylüyor ancak 2 milyar tutarında tam 6 ton altından bahsediyoruz. Pek de çalışarak kazanılacak bir paraya benzemiyor. Altınları bulunduğu İsviçre Bankası Credit Suisse’nin basın sözcüsü Monica Sasha konu ile ilgili “Uzun süreden beri süren bir sorun var. Biraz hileli bir durum var. Daha fazla bilgi veremem” açıklamasını yapıyor.
Önce altınların kaçırılma hikayesine gidelim. Sait Ali Bayrak’ın babası Hasan Ali Bayrak, askerin 12 Eylül’de darbe yapacağını önceden öğrenmiş ve altınlarını yurt dışına kaçırmaya karar vermiştir. Arkadaşı ile birlikte 6 ton altını İsviçre’ye yatıran Hasan Ali Bayrak, askerin yaptığı darbeden de etkilenmemiştir. Çünkü birçok aileye ucu dokunan darbe sonrası askerler Hasan Ali Bayrak’a ilginç bir şekilde dokunmamıştır.
Sait Ali Bayrak’ın ilginç hikayesini araştırırken bir bilgiye daha ulaştık. Bayrak, AKP hükümetinin başlattığı Kürt açılımında “Barış elçisi” olarak görevlendirilmiş. Bayrak, Aksiyon dergisine yaptığı açıklamada PKK ile Norveç’in başkenti Oslo’da görüşmelere başlanacağını söylüyor. Bayrak’ın bu açıklamayı 2009 yılında yapması enteresan.
Bu durumda gizli olduğu söylenen ve medyaya sızan MİT-PKK görüşmelerinin aslında 2009 yılında bilindiği ortaya çıkıyor. Açıklamanın Gülen Hareketi’ne yakın Feza Yayıncılık’a ait Aksiyon dergisine yapılması da ilginç. Bu bilgiler ışığında anlaşılıyor ki ses kaydı sızdırılmadan iki yıl önce görüşmelerin ayrıntıları zaten biliniyormuş.
PKK ile görüşmelerde Barış Elçiliği, Oslo, 6 ton altın, hileli durum, 12 Eylül, Aksiyon dergisi, Fettullah Gülen… Bu hikaye adeta tek sonucu olan çok bilinmeyenli bir denklemi andırıyor.

25 Şubat 2014 Salı

24 Şubat 2014 Pazartesi

VATANI ICIN, BAYRAGI ICIN OLUMU GOZE ALMAYANLARIN, ALDIKLARI NEFESIN, YASADIKLARI ANIN HUKMU YOKTUR.!

BU DURUMUN ARTIK DEVAM ETMEYECEGI, BUYUK BIR OPERASYONUN , DEVLETIN HAS EVLATLARI TARAFINDAN YAPILACAK, OHAL VE SIKIYONETIM GEREKTIREN BIR HAREKATIN KACINILMAZ OLDUGUNUN IFADESIDIR.


TERORIST POSTUNA BURUNMUS VATAN HAINI KAHPELER MECLIS KURSUSUNDE OZERKLIK ILAN EDECEGIZ DERKEN, PIS AGIZLARIYLA TURK MILLETINE, TURK DEVLETINE KIN KUSARKEN, VATAN SATMAYI IBADET GOREN IHANET HUKUMETI HALA NEFES ALIYORSA, TUSIAD-MUSIAD IN KAN EMICILERI HERGUN DOMUZLAR GIBI SEMIRILIP MILLETIM KOLELESTIRILIRKEN, BOP ADI ALTINDA VATAN PARCALANIYORSA.

 TAKKELI TAKKESIZ SEYTANLAR ELLERINI KOLLARINI SALLAYIP DIN ADI ALTINDA HER TURLU SAPIKLIGI ANAYASAYA DAHI KOYUYORSA.  DALALET VE IHANET ICERISINDEKI MECLIS, HACLI DUACISI TAYYITIN, NEMRUT SAVCILARI, HAKIMLERI, EMNIYET MUDURLERI, KOMUTANLARI SUS PUS OLMUS SEYREDERKEN, GOZUNU SECIME DIKMIS, MILLETIN COLUGUYLA COCUGUYLA NAMUSUYLA SEREFIYLE OYNAMAYA ALISMIS BU SOYSUZ PONTUS-TASNAK PICLERINI SUSTURACAK BIR KIMSENIN CIKMAMASI BU DURUMUN ARTIK DEVAM ETMEYECEGI, BUYUK BIR OPERASYONUN , DEVLETIN HAS EVLATLARI TARAFINDAN YAPILACAK, OHAL VE SIKIYONETIM GEREKTIREN BIR HAREKATIN KACINILMAZ OLDUGUNUN IFADESIDIR. TESKILATI MAHSUSA GRUBU ADINA, Hakan Haktan KOCALAN
KLASIK TABIRIYLE MAC BITMIS, INTIKALAR OYNANMAKTADIR.!

FETO-TAYYIT CATISMASI YALANLARI..!

FETO-TAYYIT CATISMASI YALANLARI..! IHANET HUKUMETI VE BAS HAIN TAYYITIN KARSISINDA, 7 Basli Ihanet Yilanin En Tehlikeli Basini, Takkeli Seytanlari ve Onlarin Kopekligini Yaptigi Siyon-Ingiliz SAHIPLERINI Iyi Gostermek, Cehalete Mahkum Edilmislerin Gozunde Cemaat Denen Vatan Haini Orgutu KAHRAMAN yapma Cabasinda Baska Birsey Degildir!


Söylentilere göre, Cemaat Mart sonuna doğru Tayyoya 'Altın Vuruş' yapacakmış..Baslikla Yapilan Haberler, IHANET HUKUMETININ VE BAS HAINI TAYYITIN KARSISINDA, 7 Basli Ihanet Yilanin En Tehlikeli Basini, Takkeli Seytanlari ve Onlarin Kopekligini Yaptigi Siyon-Ingiliz SAHIPLERINI Iyi Gostermek, Cehalete Mahkum Edilmislerin Gozunde Cemaat Denen Vatan Haini Orgutu KAHRAMAN yapma Cabasinda Baska Birsey Degildir. BIR BENZERI OLAY, Cok Yakin Zamanda Yasanmadi mi? Kan Emici Tusiad Patronlarini, Haim naum Tohumu Koc Ailesini Gezi Olaylarinda OTEL mevzusu ile VATANSEVER, KEMALIST HATTA UTANMADAN KAHRAMAN ILAN EDILMEYE CALISILMADI MI?

“Onlara ister bağışlanma dile, ister dileme, farketmez. Onlara yetmiş defa bağışlanma dilesen de Allah onları asla bağışlamayacaktır. Bu, onların Allah’ı ve Rasulünü inkâr etmesinden ötürüdür. Allah fasıklar güruhuna hidayet vermez” (Tevbe (9) 80)
“EY İNANANLAR! MÜMİNLERİ BIRAKIP DA KÂFİRLERİ DOST EDİNMEYİN!” (NİSÂ: 144)

İngiliz Casusunun İtirafları; İngilizlerin islam düşmanlığı aslında insan düşmanlığı


İngiliz Casusunun İtirafları; İngilizlerin islam düşmanlığı aslında insan düşmanlığı hakkında yazılmış güzel bir kitap. Müslümanları savaşlarla yenemeyen ingilizler ve benzerleri müslümanları içten yıkmıştır. şunu da belirtmekte yara varki bizde onlara yardımcı olmuşuz bu konu. Osmanlının yükseliş devrinde de bir çok giriş olmuşsa da bunu becerememişlerdir. Dunyaya demokrasi ve insan hakları dersi vermeye çalışan ingilizlerin iç yüzü bu kitap da görünüyor.

İngiliz casusu Hempher diyor ki:Devletimiz, Hindistan, Çin ve Ortadoğu’daki sömürgelerini idaremizin altına alabilmek için çok faal ve başarılı bir politika tatbik ediyor. Burada iki şey mühimdir:
1- Elimize geçmiş yerleri elimizde tutmaya çalışmak,
2- Elimize geçmemiş yerleri ele geçirmeye çalışmak.
Sömürgeler bakanlığı, bu iki vazifeyi ifa etmek üzere, bu devletlerin her biri için, birer komisyon teşkil etmiştir. Vazifeye başlayınca, bakan bana itimat etti ve Doğu Hindistan şirketinde bir vazife verdi. Bu, görünüşte bir ticaret şirketi idi. Fakat asıl vazifesi, Hindistan’ın büyük ve geniş topraklarına hakim olmanın yollarını araştırmaktı.

Hükümetimizin, Hindistan için hiç endişesi yoktu. Zira Hindistan, değişik milletlere, ayrı dillere ve zıt çıkarlara sahip bir ülkeydi. Çin’den de pek korkumuz yoktu. Çünkü, Çin’e hakim olan Budizm ve Konfüçyüs dinlerinin canlanmasından korkulmuyordu. Zira bunlar, hayatla hiç alakalanmayan, iki ölü din idi. Binaenaleyh, bu iki ülke halkında vatan sevgisinin olması, çok uzak bir şeydi. Bu iki ülke, biz İngiltere hükümetini rahatsız etmiyordu. Fakat, ilerde olabilecek hadiseleri de gözümüzden uzak tutmuyorduk. Binaenaleyh, bu ülkelerde tefrika, cehalet ve fakirlik, hatta sari hastalıkları yaymak için, uzun vadeli planlar yapıyorduk. Bu iki ülke halkının âdetlerini taklit ederek, niyetlerimizi rahatça gizleyebiliyorduk.
İslam memleketleri son derece rahatımızı bozuyordu. Hepsi de, lehimize olmak üzere, Hasta Adamla [Osmanlı devleti ile] bir kaç anlaşma yapmıştık.

MAHSUSA’NIN KADERI, Istiklal Yolunda, Türkün Dirilis SAVASINDA


Bu Gunden bu andan Ititbaren, Gerekli gordugumuz Heryere, Her Makama, Her Vatan Haini, Halk Dusmani, Kan Emici Mahlukata Mudahele etmek, IHANETI VATANIYE Kanunu Koyup Uygulamak, BU UGURDA SONUNA YANI ISTIKLALE KADAR SAVASMAK MAHSUSA’NIN KADERI, 3000 Yillik Türkün Toresine, Ceddine, Milletine Karsi Vazifesi, Borulere Budunlara ETTIGI YEMINDIR. Vallahu Galibun Ala Emrihi Diyerek Ciktigimiz Bu Istiklal Yolunda, Türkün Dirilis SAVASINDA GAZAMIZ MUBAREK, Hak Erenler Yar ve Yardimcimiz, Kilicimiz Daim Keskin Olsun(insallah).

22 Şubat 2014 Cumartesi

Balkan Savaşlarında Bulgar komitacıların Türk soydaşlarımızı idam ettiği resimdir... Paylaşarak herkesin gerçekleri bilmesini sağlayalım...

Bu resim bazı yobaz sayfalarda hatta sitelerde İstiklal Mahkemelerinde Şapkayı reddedenlerin asılması olarak gösterilmektedir ve bu resimlerle binlerce gencin aklını yıkamaktadırlar,

gerçekte bu resim;
Balkan Savaşlarında Bulgar komitacıların Türk soydaşlarımızı idam ettiği resimdir...
Paylaşarak herkesin gerçekleri bilmesini sağlayalım...

21 Şubat 2014 Cuma

Şehitlerin Serdarı, şehit piyade komando binbaşı Zafer Kılıç

ŞEHITLERIN serdarı, şehit piyade komando binbaşı Zafer Kılıç (18 mart 1970 elazığ - 23 şubat 2008 kuzey ırak), Roket mermisi karnına saplanmış, buna rağmen birliklerine sevk emri verdikten yarım saat sonra şehit olmuştur. Kabri Ankara Cebeci Şehitliği'ndedir. Mekanı cennet olsun...





şehitlerin serdarı binbaşı zafer kılıç 18 mart 1970 (çanakkale şehitleri günü) tarihinde elazığ’da doğdu. ilkokulu elazığ’ın dumlupınar ilkokulunda tamamladıktan sonra elazığ anadolu lisesi sınavını kazandı. anadolu lisesi 2.dönem mezunlarındandır. elazığ anadolu lisesi orta kısmını bitirdikten sonra, askeri lise sınavlarını kazanarak istanbul’a kuleli askeri lisesine kaydoldu. spora olan ilgisi burada daha da arttı. derslerinden arta kalan zamanlarını genellikle sporla geçirirdi. bu dönemde başladığı judo sporunda çeşitli madalyalar kazandı. eğitim yaşamında sporun dışında diğer önem verdiği konuların başında ingilizce geliyordu.

askeri liseyi bitirdikten sonra kara harp okulunu okumak üzere ankara’ya geldi. harp okulunda askerlik konusundaki düşünceleri de netleşiyordu. kesinlikle masabaşı bir görev istemiyordu. aktif, sporcu, hareketli, gözüpek, cesur, doğru bildiğinden asla şaşmayan, şahsına zararı dahi olsa her zaman adil davranan, haksızlık karşısında, askerliğin gereğini askeri zora sokacak şekilde yerine getirmeyenler karşısında zaman zaman agresif olabilen, ama hiçbir zaman ölçü dışında göremeyeceğiniz, soğukkanlı, hayatı, zorlukları olduğu gibi kabullenen ama asla pes etmeyen ve gereği neyse yerine getirmekten bir an tereddüt etmeyen, dar kalıplar içinde düşünmenin ötesinde vizyon sahibi bir vatansever, bayrak sevdalısı ve herkesin takdir ettiği kişiliğiyle; komando olmayı kendine daha yakın görüyordu.

bu dönemde paraşüt atlayışlarına da başlamıştı. harp okulunu 1992 yılında bitirdiğinde gerek duruşuyla, gerek kişiliği, fiziksel özellikleri, donanımı ile tam bir türk subayi idi. pınarhisar/kırklareli’nde stajını tamamladıktan sonra 1993 yılında özel kuvvetler komutanlığı seçme sınavlarını birincilikle geçerek bordo bereli oldu. kısa bir süre sonra 7 ay sürecek olan silah uzmanlığı kursu için amerika’ya gitti. amerika’dan dönüşünün haftasında dağda terörist peşinde, ateş altında, görev başında idi. deniz altında, dağ başında, havada ve her türlü zor koşul ile baş edebilecek tüm birikime sahipti. bunu askerleri, gerek astları ve gerekse komutanları ifade etmektedir. zafer binbaşı’nın bulunduğu bir ortam güvenilirdir, herhangi bir görevde binbaşı kılıç var ise görevin en başarılı bir şekilde tamamlanacağının güvenini herkes hissetmektedir.
uzunca yıllar gerek yurtiçi, gerek yurtdışı birçok özel görevde çalıştı, birçok komando yetiştirdi. genç yaşına rağmen komando camiasının önemli isimlerinden biri olmuştu. son olarak siirt 3.tugay komutanlığının da yer aldığı ve kamuoyunda güneş operasyonu olarak bilinen, kahraman türk ordusunun en keskin kış şartlarında mücadele yeteneğini dosta düşmana gösteren operasyon sırasında; sınır ötesinde 23 şubat 2008 tarihinde şehit olmuştur.

Bugüne kadar Samsun’da Atatürk’ü karşılayan grubun dört kişi olduğu biliniyordu.

SAKİNE BATURTAY Atatürk’ü 19 Mayıs 1919 ‘da Samsun iskelesinde karşılayan tek TÜRK Kadını...


Bugüne kadar Samsun’da Atatürk’ü karşılayan grubun dört kişi olduğu biliniyordu. Torbalılı Araştırmacı öğretmen Necat Çetin, bu konuda yaptığı araştırma sonucu beşinci kişinin Samsun 1896 yılı doğumlu olan, 1929 yılında Torbalı’ya yerleşen eskilerin çok iyi bildiği sıhhiyeci Abdullah Bey’in eşi Sakine Hanım olduğu ortaya çıktı.
Sakine Hanım’ın İstiklal Harbi boyunca Samsunlu kadınları örgütlediği, yün toplattığı ve kirmanlarda eğirttiği öğrenildi. Bu yünler daha sonra Sakine Hanım tarafından cephedeki askere sıcak tutması için çamaşır olarak dokunur ve denkler hâlinde cepheye gönderilirdi.

HASTANEDEN İSKELEYE KOŞTU..


O dönem Samsun’da hasta bakıcı olan Sakine Hanım’ın 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü sabahı Ata’nın Samsun’a ayak basacağını öğrenir öğrenmez Hastane’den iskeleye koştuğu öğrenildi. Atatürk’ü büyük bir heyecanla karşılayan Sakine Hanım’ın tekrar hastaneye döndüğü biliniyor.
Necat Çetin’in verdiği bilgiye göre Elektrik Mühendisi Orhan Baturay’ın annesi olan Sakine Hanım Samsun’da Sıhhiye Çavuşu Abdullah Bey ile evlenir. Abdullah Bey’in Sıtma Savaş memuru olarak Torbalı’ya atanması üzerine 1929 yılından vefatı olan 1974 yılına kadar Torbalı’da yaşar. Bu konuda yaptığı araştırmayı Samsun 19 Mayıs Üniversitesinin düzenlediği “Milli Mücadele ve Samsun” sempozyumunda da bildiri olarak sunan Necat Çetin, “O gün için önemsiz görülen, ancak bu gün için çok önemli bir ayrıntı olan konunun açığa çıkması bizler için büyük önem taşımaktadır” dedi. Torbalı ve Bayındır ilçesinde yaptığı yerel tarih araştırmaları ile tanınan Necat Çetin Orhan Bey ile Torbalı parkında bir sohbet sırasında konuyu öğrendiğini, etraftan da araştırınca Sakine Hanım’ın tüm ömrü boyunca “Ben Atatürk’ü Samsun iskelesinde karşılayan tek kadındım” diye gururla anlattığını ifade etti.

PKK ve KCK'lılara yeniden yargılama yolunu açmak, "Bu onların affedilmesi demektir. Bunun ismi, örtülü bir aftır



MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Özel Yetkili Mahkemeleri(ÖYM) kaldırmanın, tüm PKK ve KCK'lılara yeniden yargılama yolunu açmak anlamına geleceğine dikkati çekerek, "Bu onların affedilmesi demektir. Bunun ismi, örtülü bir aftır." dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu, Özel Yetkili Mahkemelerin (ÖYM) kaldırılmasını da öngören Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifinin görüşmeleri tamamlandı. Kanun Teklifi, yapılan 14 saati aşkın görüşmelerin ardından sistem üzerine açık oylama ile kabul edildi.
Önerge üzerinde söz alan MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, hâkim ve savcılara üç yıl önce getirilen dokunulmazlıkların kaldırılması için neyin değiştiğini sordu. "17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarını yapan ve bundan sonra da yapmaya kalkışacak olan savcı ve hâkimlere göz dağı vermeye ve onları korkutmaya mı çalışıyorsunuz şimdi?" diyen Türkkan, Başbakanın 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturma sürecine kadar özel yetkili mahkemeleri hararetle savunduğunu ve "Bu mahkemelerin savcısıyım." diye meydan meydan dolaştığını hatırlattı.

Halkın park olacak diye beklediği yeşil alan, 19 trilyona İpek Mobilya'ya gitti.

Halkın park olacak diye beklediği yeşil alan, 19 trilyona İpek Mobilya'ya gitti.

Mülkiyeti Büyükşehir Belediyesi'ne ait Kocasinan Kavakyazısı Mahallesi 2. mıntıka 2888 ada, 4 parseldeki 10 bin 734 metrekare yüz ölçümlü ticaret+konut alanı arsası yapılan ihale sonucu 19 milyon liraya satıldı.

AZERBAYCAN HOCALI VE VAN ZEVE ŞEHİTLERİ...


Uluslar arası Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMDER) Doğu Anadolu ve Van Bölge Temsilcisi İrfan Ermiş, Van Zeve şehitleri anısına mevlit okutacaklarını belirtti.ASİMDER Van Bölge Temsilcisi İrfan Ermiş, Azerbaycan Hocaali’de Ermeni askerleri tarafından katledilenlerin yıldönümünü anmak amacıyla soykırımı gösterir fotoğraf sergisi açacaklarını ifade ederek, “Van Zeve şehitleri anısına da mevlit verilecek olan programda, ayrıca Van’ın tanınmış isimlerinden Kinyas Kartal’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluş döneminde Ermeni çetelerine karşı bölgede yaşayan Azerbaycan Türkleriyle beraber mücadele verdiğini içeren ‘Erivan’dan Van’a Hatıratım’ isimli kitabı da dağıtılacak” dedi.
Ermiş, programa Azerbaycan Beynelxalk Diaspor Merkezi (BDM) Genel Başkanı İsmail Ağayev ile Nahçıvan ve Türkiye ASİMDER temsilcilerinin katılacağını sözlerine ekledi.

ULUSLARARASI ASILSIZ ERMENİ İDDİALARIYLA MÜCADELE DERNEĞİ ASİM-DER VE AZERBAYCAN BEYNELXALK DİASPOR MERKEZİ BDM 24 ŞUBAT 2014 PAZARTESİ GÜNÜ VAN DA ÖĞLEN NAMAZINDAN SONRA AZERBAYCAN HOCALI VE VAN ZEVE ŞEHİTLERİ İÇİN MEVLİT OKUNACAK VE VAN VALİLİĞİ BAHÇESİNDE SOYKIRIM FOTOĞRAF SERGİSİ AÇILACAKTIR.. TÜM VAN HALKI VE ÇEVRE İLLER DAVETLİDİR

YALAN MAKİNESİNE DÖNÜŞEN ERMENİ DİASPORASI

TÜRKLERE KATLİAMCI DİYEREK TÜM DÜNYA ÜLKE PERLAMENTOLARINI KANDIRAN YALAN MAKİNESİNE DÖNÜŞEN ERMENİ DİASPORASI BİZ SOYKIRIMCI İSEK BU KADAR ERMENİ VAKIFI, OKULU, DERNEĞİ TÜRKİYEDE NE YAPIYOR...ERMENİSTANDA BİR TANE TÜRK DERNEĞİ GÖSTERİN. 


Uluslararası Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMDER) Başkanı Göksel Gülbey, “Geçmişte ülkemizde yaşanan Ermeni isyanlarının Ermeni vakıfları tarafından yapıldığına inanıyoruz. Bu nedenle günümüzde Türkiye’de 57 Ermeni vakfının olması bizleri endişelendiriyor” dedi

İSTANBUL ERMENİ PATRİKLİĞİNE BAĞLI KİLİSELER, VAKIFLAR, OKULLAR, GAZETELER,

1- BÖLGE-ESKİ İSTANBUL:

1- Surp Asdvadzadzin Patriklik Kilisesi:
Şaraplen Sokak No: 3, 34480 Kumkapı/İstanbul
Tel: (0212) 5162517, Fax: (0212) 5172614
2- Surp Kevork Ermeni Kilisesi Sahakyan Nunyan Mektebi ve Mezarlığı Vakfı:
Marmara Caddesi No: 79, 34310 K.M.Paşa-Fatih/İstanbul
Tel: (0212) 5850193
3- Surp Hagop Ermeni Kilisesi:
Kırımlı Aziz Sokak No:16, Altımermer/İstanbul
Tel: (0212) 5883417-
4- Surp Sarkis Anıt Mezar Şapeli:
Silivrikapı Yolu No:8, Balıklı/İstanbul
Tel: (0212) 5826600-
5- Surp Harutyun Ermeni Kilisesi ve Mektebi Vakfı:
Çakmak Taşı Sokak No:35, 34490 Kumkapı-Eminönü/İstanbul
Tel: (0212) 5172301-
6- Surp Hovannes Ermeni Kilisesi Vakfı:
Sarayiçi Sokak No:7, 34490 Gedikpaşa-Eminönü/İstanbul
Tel: (0212) 5178078-
7- Surp Tateospartoğomeos Ermeni Kilisesi Vakfı:
Alboyacılar Sokak No: 57, 34300 Yenikapı-Fatih/İstanbul
Tel: (0212) 5300695-
8- Surp Hovhannes Ermeni Kilisesi Vakfı:
Kenedy Caddesi No: 150, 34310 Narlıkapı-K.M.Paşa-Fatih/İstanbul
Tel: (0212) 5859341, (0212) 5858867-
9- Surp Nigoğayos Ermeni Kilisesi:
Posta Yolu Caddesi No: 159, 34270 Topkapı/İstanbul
Tel: (0212) 5236582-
10- Surp Pirgiç Ermeni Hastanesi Vakfı:
Ermeni Hastanesi Zakirbaşı Sokak No: 32, 34760 Yedikule-Zetinburnu/İstanbul
Tel: (0212) 5825050-
11- Surp Asdvadzadzin Ermeni Kilisesi Vakfı:
Ebuzziya Caddesi No:34, 34710 Bakırköy/İstanbul
Tel: (0212) 5716575-

2- BÖLGE- BOĞAZ’IN AVRUPA YAKASI:

MAHSUSA ACIKLAMASIDIR, CAN DOSTLAR, KARDESLERIN BILGILERINE ARZ OLUNUR.

TUM SAMIMIYETIMIZLE, TUM KALBIMIZLE SOYLEYELIM; VATAN HAINLERI NEFES ALIRKEN NEFES ALMAK, YARINA CIKMAK, GUNESI GORMEK GIBI BIR BEKLENTIMIZ YOKTUR.


MAHSUSA ACIKLAMASIDIR, CAN DOSTLAR, KARDESLERIN BILGILERINE ARZ OLUNUR.
"FACEBOOK HESABIMDAKI TUM DEMOKRATIK..." DIYE BASLAYAN BIR ACIKLAMAYI ASLA YAPMAYACAGIMIZI, ASLA BOYLE BIR SEY YAYINLAMAYACAGIMIZI MERAK EDEN SORAN, ARKADAS VE DOSTLARIMIZA BILDIRIRIZ.
YARIN EVINE NASIL DONECEGINI DUSUNEN, AKSAM SOFRASINA 2 EKMEK GOTURMENIN DERDINDE, HAYAT MUCADELESI YUZUNDEN SADECE TEPKILERINI, ENDISELERINI ...BELIRTEN, PROTESTOSUNU YAPAN, SEREFSIZ VATAN HAINLERININ HALKI KORKUTMAK SINDIRMEK ADINA CIKARTTIKLARI BU YASA SONRASI ENDISELENEN, MAHKEMEDEN, CEZA ALMAKTAN, BASINA IS GELMESINDEN KORKAN HERKESI GAYET IYI ANLIYORUZ. HAKTA VERIYORUZ. HALKIN ON SAFTA OLUP, KAHPELERIN ILK HEDEFI OLMASINA, TELEF EDILMESINE, HARCANMASINA HER ZAMAN KARSI DURDUK, DURMAYADA DEVAM EDECEGIZ. ON SAFLAR DAIMA VATANIN HAS EVLATLARININDIR. BIZLER OLUP GITTIGIMIZDE SAFIMIZI DOLDURACAK OLANLAR, USUTMUZE BASIP SANCAGI YERE DUSURMEYECEK OLAN TURK HALKIDIR, TURK MILLETIDIR.
TUM SAMIMIYETIMIZLE, TUM KALBIMIZLE SOYLEYELIM; VATAN HAINLERI NEFES ALIRKEN NEFES ALMAK, YARINA CIKMAK, GUNESI GORMEK GIBI BIR BEKLENTIMIZ YOKTUR.
HER TURLU IHANET VE KAHPELIGI BITIRENE, ISTIKLAL GUNESI VATAN TOPRAGINA DOGANA, SON VATAN HAINI KOPEGI GEBERTENE KADAR SAVASMAYA YEMIN VERMIS AND ICMIS. SONUNDA KI OLUMU BASTAN KABULLENMIS, VALLAHU GALIBUN ALA EMRIHI DIYEREK YOLA CIKAN BIZLERIN BASIMIZA IS GELMESI, MAHKEME, YARGILANMA, VATAN HAINI DAMGASI YEMEK GIBI BIR ENDISESI KORKUSU YOKTUR.
2003 BELGESINI 2007 YAZILIMIYLA YAZIP, DUZMECE DELILLER DUZEN KENDINE EMNIYET MENSUBU DIYEN KANSIZLARIN, VATAN SATANLARDAN, HACLI DUACILARINDAN TAKKELI SEYTANLARDAN EMIR ALIP HAS EVLATLARA OPERASYON YAPAN KENDILERINE MIT DIYEN TOPACLARIN, KAFASINA SIKTIGIMIZ VATAN HAINLERININ SOZLERIYLE SUBAYLARIMI HAPSEDEN, SATILMIS, KAHPE NEMRUT SAVCI VE HAKIMLERIN BIZE DOKUNMALARINDAN ZERRE ENDISEMIZ KORKUMUZ YOKTUR.
HESAP GUNU GELDIYSE, HESAP SORULAN DEGIL HESAP SORANIZ. SAFIMIZA, DURUSUMUZDA BELLIDIR. GAYEMIZ KADIM TURK DEVLETININ ASIL MILLETININ DAIM BAKI VE OZGUR YASAMASIDIR. VATAN HAINLERININ YOK EDILMESI, 115 YILLIK IHANETIN BITRIRILMESIDIR. TURKUN KANLA YAZILMIS SANCAGININ EBEDI DALGALANAMSIDIR. BU UGURDA YAPTIGIMIZ, SOYLEDIGIMIZ HERSEYIN HESABINI ONCE ALLAHA SONRA TURK MILLETINE VERIRIZ. BU UGURDA OLMEYI BASIMIZLA, CANIMIZLA SEREF SAYARIZ. OLACAKSA SON SOZUMUZ, YA ISTIKLAL YA OLUMDUR. SAYGILARIMIZLA ARZ EDERIZ. TESKILATI MAHSUSA GRUBU.
Yeni İnternet Yasası Onaylandı! Yapmamanız Gerekenler Şunlar
tehlike Yeni internet yasası 18 Şubat tarihiyle onaylandı.

20 Şubat 2014 Perşembe

DOMBRA DEGIL, Asil Yasanan İhanetin Dayanılmaz Hafifliği

Gundemi Mesgul eden DOMBRA yi Caldilar, Hengamesinin Arasinda KIBRIS'i DUSMANA TESLIM ETMEK isteyen IHANET HUKUMETININ IHANETLERI UNUTTURULUYOR.!


Vatan Satmayi Ibadet Bilen bu Kahpeligin SInirlarindaki IHANET HUKUMETI EN YAKIN ZAMANDA BUNUN HESABINIMUTLAKA VERECEKTIR. 
24 Haziran 2009 da baslayan ve 26 Haziran'da Avrupa Konseyi Parlementerler Meclisinde imzalanan bir karar tasarisina göre;
Türkiye'mizin;
* Güneydogu'su Kürdistanmis,
* Türk Ordusu Güneydogu'da Isgalciymis,
* Bizler (Türk Ordusu) orada Kürtleri katlediyormusuz, 
* Kibris'da Türk Askeri isgal kuvvetiymis,
* Asker Fasistmis,
* Ülkemizde Azinliklar sorunu varmis,

ve bu tasarinin altina kendileri “Yeminli Türk Düsmani” olarak adlandirilan;
1. David Herütanyan,
2. Rafi Povenesyan,
3. Armen GUSTAVYAN isimli 3 Ermeni,
4. Andros Kipriyanu denen Kibris Rumu ile,

Dikkat Edin; Türkiye'nin Iktidar Partisi Tarafindan Hakkimizin Savunulmasi Için Atanan Temsilci Ve Ayni Zamanda Türk Grup Baskani Akp Milletvekili; MEVLUT ÇAVUSOGLU Imzalamistir.

IMZALAMAYANLAR ISE ;
ABBASOF isimli Azeri Milletvekili ve Prof.Dr.Hakki KESKIN isimli Alman Milletvekilidir.

AYRICA ;
TÜRKIYE CUMHURIYETINE AIT EGE ADALARININ RUM ISIMLERI ILE KULLANILMASINA IMZA ATAN TÜRK MILLETVEKILLERI:
* Mevlüt ÇAVUSOGLU - AKP Antalya Milletvekili
* Ruhi AÇIKGÖZ - AKP Aksaray Miiletvekili
* Lokman AYVA - AKP Istanbul Milletvekili
* Mesude Nursuna MEMECAN - AKP Istanbul Milletvekili
* Özlem Piltanoglu TÜRKÖNE - AKP Istanbul Milletvekili
* Mehmet Sayim TEKELIOGLU - AKP Izmir Milletvekili
* Mustafa ÜNAL - AKP Karabük Milletvekili
* Erol Aslan CEBECI - AKP Sakarya Milletvekili

IMZALAMAYANLAR ISE ;
* Yildirim Tugrul TÜRKES - MHP Ankara Milletvekili
* Ertugrul KUMCUOGLU - MHP Aydin Milletvekili
* Vildan KELES - CHP Istanbul Milletvekili
* Haluk KOÇ - CHP Samsun Milletvekili

18 Şubat 2014 Salı

PUSLU VADI BLOGUN DESTEK AMACLI OZEL KAMPANYASIDIR. ..



PUSLU VADI BLOGUN OZEL KAMPANYASIDIR. 
Mahsusa Vakfinin Kurulmasinda, Teskilati Mahsusa Grubuna Destek Olmak Amaciyla Duzenledigimiz Bir Kampanyadir. 
Adet SINIRLI olup siparislerin Verilmesi, soru ve oneriler, 
"Pusluvadihaber@gmail.com" adresinden alinip takip edilecektir.
Odeme yapilan hesap bilgilerini, ELDE EDILEN GELIRI, Yapilan Yardimlari, Satin alan herkesin gormesi icin ayrica YAYINLAYACAGIZ.  Urunlerle Ilgili Teknik Detaylar Asagia Belirtilmistir. Saygilarimizla. Puslu Vadi Blog Ekibi.
Elektro Şok Cihazı Iphone 4 Telefon Görünümlü
Savunma amaçlı en rahat kullanabileceğiniz cihazdır.

PLAJDA, TATİLDE, YOLDA her yerde SÜREKLİ YANINIZDA SAVUNMA AMAÇLI TAŞIYABİLECEĞİNİZ CİHAZ.... (AYNI ZAMANDA ELFENERİ olarakta kullanabilirsiniz.iphone Şeklinde Şok Aleti taşıdığınız belli olmaz.)
 Pile ihtiyaç olmadan şehir ceyranı ile şarz edebileceğiniz elektroşok savunma cihazı. Şarjı uzun süre gider. Çantanızda, aracınızın torpido gözünde, işyerinizde, cebinizde.

Iphone Cep Telefonu gibi gözüküyor ama aslında yüksek geriliminde elektrik verebilen böylece saldırganı etkisiz hale getiren bir elektroşok cihazıdır.(Aynı zamanda gerçek bir ledli fenerdir.)
Neden Elektroşok Kullanmalıyım?
Günümüzde şiddet eğilimli olaylar gün geçtikçe artmaktadır ,herhangi bir şiddet olayına (kapkaç,hırsızlık,yaralama vb..) karşı kendinizi savunmak için bile olsa kullanacağınız kesici veya ateşli silah ile karşı tarafa zarar verdiğinizde yasal olarak sizi yasalarla karşı karşıya getirir ve suçlu olmanıza dahi sebebiyet verir .

17 Şubat 2014 Pazartesi

ELLERINIZE YUREGINIZE SAGLIK , YOK EDILEN DUMANI USTUNDE VATAN HAINI ITLERE AIT SITELER....


1923 Turk Grup Gozbebegimizdir, Reklama ihtiyac duymazlar sadece GEREKENI YAPARLAR. 2 MILYONDAN FAZLA vatan Haini site 1923 TURK GRUP tarafndan IMHA EDILIP KAPATILMIS, Her Saniye Inlerine C4 birakilmaktadir.

PKK BIR TEROR ORGUTUDUR. 
''PKK TERORUNE DESTEK VEREN HERKES HEDEFIMIZDE'DIR.''
Vatan istediler. Bizim değil ki dedik. 
Vatanı sahipsiz sandılar, Biz, bu vatan sahipsiz demedik, Biz, bu vatanın emanetcisiyiz demek istedik....! 
Vatan istediler. Şimdimi dedik... Pazarlık yapıyoruz sandılar, Biz, pazarlık yapalım demedik, Ecelinize bu kadar erkenmi susadınız demek istedik...!
Vatan istediler.. Alın dedik.. Bizi kendileri gibi dönek sandılar.. Biz alında sizin olsun demedik, Alabiliyorsanız alında görelim demek istedik.....! 
Vatan istediler. Vatan verilirmi dedik, Bizi vatansız sandılar, Biz size bu vatan yalnızca bizim demedik, 
Bu vatan Türküm diyen herkezin vatanıdır demek istedik...! Ama siz anlamadınız.......
'Mevzu-u Bahis Vatansa Gerisi Teferruattir.'
1923Turk Grup,Tugay tarafindan...
ELLERINIZE YUREGINIZE SAGLIK , YOK EDILEN DUMANI USTUNDE VATAN HAINI ITLERE AIT SITELER....
1923Turk Grup,Tugay tarafindan...
http://www.1923turk.com/
http://www.zone-h.org/mirror/id/18276251
kurdish.ru

15 Şubat 2014 Cumartesi

Türkiye 2004 yılında başlayan bu fiili işgallere göz mü yumdu?

Venedik Kayalıkları ile birlikte Türkiye'ye ait 16 adaya Yunan bayrağı mı çekildi? Türkiye 2004 yılında başlayan bu fiili işgallere göz mü yumdu? 


Bu bomba iddiaları dile getiren Eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım... İzmir ili sınırları içinde yer alan Venedik Kayalıklarının Yunan işgali altında olduğunu söylüyor. 

YUNAN BAYRAĞI ÇEKİLDİ 
1923 Lozan Barış Andlaşması ile Yunanistan’a, Doğu Ege Denizi’nde, Taşoz, Semadirek, Limni, Bozbaba, Midilli, İpsara, Sakız, Sisam ve Ahikerya Adaları olmak üzere toplam 9 ada verildi. Andlaşma ile Yunanistan’a, hiçbir kayalık verilmedi. Venedik Kayalıkları, Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliği altında kaldı. Yunanistan, kayalıklara deniz feneri ve bazı tesisler inşa etmiş. Deniz fenerinin beyaz renkli kaidesinin üzerinde, Yunan bayrağı var."

STRATEJİK ÖNEMDE

Albay'ın verdiği bilgilere göre Venedik Kayalıkları İzmir ilimizin batısında ve Ege Denizi’nin tam ortasında bulunan stratejik öneme haiz bir yer. 

YUNAN VE TÜRK VALİSİ VAR

Emekli Albay'ın ses getirecek iddiaları bununla sınırlı değil. Yaptığı açıklamada bu kayalıklar gibi Ege'deki bir çok adacığın Yunanlılar tarafından ele geçirildiğini öne sürüyor. 

Yaptığı açıklamadaki iddiaları şöyle;

“Aydın ilimizin sınırları içinde bulunan Hurşit, Fornoz, Eşek, Nergizçik ve Bulamaç Adaları da Yunan işgali altında. 2009-2011 yılları arasında Aydın Valisi olarak görev yapan Hüseyin Avni Coş, Eşek ve Bulamaç Adaları’na gitmek istedi ancak Yunan işgali altında olduğu için adalara gidemedi. Aydın ilimizin sınırları içinde, biri Türk bayrağı, diğeri Yunan bayrağı olmak üzere iki bayrak dalgalanıyor. Aydın, biri Türk diğeri Yunan olmak üzere iki Vali ve iki Belediye Başkanı tarafından yönetiliyor.

MUĞLA'NIN ADALARI DA YUNANLILARDA

*Muğla ilimizin sınırları içinde bulunan Kalolimnoz, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba ve Ardacık Adaları da Yunan işgali altında. 

*Girit Adası’nın etrafında, Türkiye Cumhuriyeti’ne ait Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronisi ve Koufonisi Adaları Yunan işgali altında. Adalarımızda Yunan bayrağı dalgalanıyor ancak Türk bayrağı dalgalanmıyor.

2004 YILINDA FİİLİ İŞGAL OLDU

Ümit Yalım'ın iddiasına göre Yunanlılar bu noktaları 2004 yılından itibaren fiili olarak işgal ettiler. Türkiye ise olup bitenlere karşı sessiz kaldı ve NOTA dahi vermedi. 

Emekli albay Yalım açıklamasında "Bütün bu olup bitenler, Türkiye Cumhuriyeti’ne ait 16 adanın ve Venedik Kayalıkları’nın, Yunanistan’a alenen verildiğinin bir göstergesidir.” diyor.